Yeni TTK ile karşılaştırmasını ve gerekçesini görmek için ilgili maddeyi tıklayın !
SON HÜKÜMLER
A - ŞİRKET DAVALARINDA MUHAKEME USULÜ:
Madde 1460 - Ticaret şirketlerinde ortakların şirketle veya birbirleriyle olan münasebetlerinden doğan davalarda ve şirketlerin idare meclisi azaları, müdürleri veya murakıplarına karşı bu kanunun mer'iyetinden sonra açılacak mesuliyet davalarında basit muhakeme usulü tatbik olunur.
B - KANUNİ VE NİZAMİ FAİZ SÖZLERİNİN MANASI VE FAİZE AİT TAMAMLAYICI HÜKÜMLER:
Madde 1461 - Bu kanunda ve diğer ticari hükümlerde geçen (Kanuni faiz) veya (Nizami faiz) tabirleri, temerrüt durumu mevcut olduğu takdirde 9 uncu maddenin ikinci fıkrasında, diğer hallerde ise birinci fıkrasında tanzim olunan faiz manasına gelir.
9 uncu maddenin ikinci fıkrasındaki miktardan fazla temerrüt faizi ödenmesini derpiş eden mukaveleler, 8 inci madde hükümlerine tabi olduğu gibi ödeme yerinde banka iskontosu yüzde ondan ziyade olduğu takdirde temerrüt faizi iskonto miktarına göre de istenebilir.
Borçlar Kanununun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün ticari temerrüt faizlerine tatbikinde yüzde beş yerine yüzde on miktarı esas tutulur.
C - TİCARİ MUAMELE, MEVADDI TİCARİYE, TİCARİ MUKAVELE SÖZLERİNİN MANASI:
Madde 1462 - Bu kanundan gayrı olan ticari hükümlerde geçen ticari muamele, mevaddı ticariye, ticari mukavele sözleri, bu kanunun 3 üncü maddesindeki ticari işleri anlatır.
D - KÜÇÜK TACİR, ESNAF SÖZLERİNİN MANASI VE ESNAF TARİFİNE AİT KARARNAMELER:
Madde 1463 - Bu kanundan gayrı olan ticari hükümlerde geçen (Küçük tacir) veya (Esnaf) sözü, bu kanunun 17 nci maddesinde tarif edilen esnafı anlatır. 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri hakkındaki Kanun hükümleri ile küçük tacir veya esnafın tarifine ait diğer hususi hükümler mahfuzdur.
Yıllık gayrisafi geliri kararnamede gösterilecek miktardan aşağı olan sanat ve ticaret erbabının, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret erbabı sayılması için kararnameler çıkarmaya icra Vekilleri Heyeti salahiyetlidir. Böyle kararnamelerin çıkarılması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17 nci maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz.
E - MUKAVELE SÖZÜNÜN MANASI:
Madde 1464 -Gerek bu kanunda, gerekse diğer kanunlardaki (Mukavele) ve (Akit) sözleri aynı manaya gelir.
F - DELİL SAYILACAK DEFTERLER:
Madde 1465 - Bir tacir işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri tutmamış olduğu takdirde, 66 ncı maddenin 1 ila 3 numaralı bendinde yazılı defterleri tutmuş olsa bile, fiilen tutmuş olduğu defterlerin kayıtları, ancak aleyhine delil olabilir.
G - HUKUKİ MUAMELELERİN YASAK EDİLMESİNİN VE EDALARDA EN YÜKSEK HADLERİN AŞILMASININ NETİCELERİ:
Madde 1466 - Ticari hükümlerle yasak edilmiş bulunan muamele veya şartlar, aksine hususi bir hüküm bulunmadıkça, batıldır; şu kadar ki, bir akit hükmünce yerine getirilmesi gereken edalar hakkında kanun veya salahiyetli makamların kabul etmiş olduğu en yüksek haddi aşan mukaveleler, en yüksek had üzerinden yapılmış sayılır ve bu hadden fazla olan edalar, hata ile yapılmış olmasa dahi geri alınır. Bu hallerde Borçlar Kanununun 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi tatbik olunmaz.
H - KAPTANLA GEMİDE BULUNAN KİMSELERİN MÜNASEBETLERİNE AİT ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER:
I - KAPTANIN DİSİPLİN SALAHİYETİ:
Madde 1467 - Kaptan, gemi adamlarının ve gemide bulunan diğer şahısların disiplin amiridir. Kaptan bu salahiyetinin kullanılmasını ancak güverte zabitlerinin başı olan kimse ile çarkçıbaşıya kendi hizmet sahaları ile mahdut olmak üzere bırakabilir.
Kaptan, gemi hizmetlerinin gereği gibi görülmesi için veya gemide emniyet veya inzıbatı temin maksadiyle disiplin salahiyetine dayanarak lüzumlu her türlü tedbire başvurabilir; hususiyle halin icabına uygun olmak şartiyle gemi adamları ve gemide bulunan diğer şahıslar üzerinde cebir kullanmıya, itaatsizlikte ısrar edenleri uygun bir yere kapatmaya veya gemiden uzaklaştırmaya, üzerlerini ve eşyalarını aramaya, gemi adamlarının eşyalarını muhafaza altına alıp kendilerine vermemeye, vazife görmemek maksadiyle gemiden kaçanları zaruret halinde zorla gemiye getirtmeye salahiyetlidir.
Kaptan, disiplin salahiyetine dayanarak vereceği emirlerin yerine getirilmesinde veya alacağı tedbirlerde, zabıta ve ihtiyaç halinde, askeri kuvvetler kendisine derhal yardım etmekle mükelleftir.
Kaptan, yukarıki hükümler gereğince aldığı tedbirleri, imkan bulur bulmaz sebepleriyle birlikte gemi jurnaline yazar.
II - GEMİ ADAMLARININ İTAAT VE BİLGİ VERME MECBURİYETİ:
Madde 1468 - Gemi adamları kaptan, gemi zabitleri ve diğer amirleri tarafından verilen hizmet emirlerini hiçbir itiraz ileri sürmeksizin derhal ve harfiyen yerine getirmek ve gemi hizmetlerini ilgilendiren bütün hususlar ve bu arada diğer gemi adamları hakkında bildiklerini doğru ve tam olarak bildirmek mecburiyetindedirler.
III - VAZİFENİN YERİNE GETİRİLMEMESİNİN CEZASI:
Madde 1469 - Aşağıda sayılan suçlardan birini işliyen gemi adamları, kaptan veya donatanın şikayeti üzerine on beş günden bir yıla kadar hapse ve en az iki aylık ücretleri tutarınca adli para cezasına ve hapis müddeti kadar meslek ve sanatı ifadan memnuiyet cezasına mahkum edilirler. Şu kadar ki, memnuiyet cezası iki aydan aşağı olamaz:
1. Gece nöbetlerini hiç veya gereği gibi tutmamak;
2. Kaptan, gemi zabitleri veya diğer amirlerin hizmet emirlerini yerine getirmemek;
3. İzin almadan gemiden çıkmak veya izin müddeti bittiği halde haklı bir mazeret olmaksızın gemiye dönmemek;
4. Müsaade almadan gemiden şahsına veya başkalarına ait eşyayı çıkarmak veyahut gemiye gizlice yük, eşya veya insan sokmak;
5. Hizmet sırasında sarhoş bulunmak;
6. Kumanyayı israf etmek veya salahiyeti olmadan satmak veya saklamak veyahut yok etmek;
7. Hizmetten kaçınmak maksadiyle saklanmak;
8. Gemide emniyet veya inzıbatın temini, itaatsizliklerin önlenmesi veya bastırılması için istekte bulunmalarına rağmen kaptana, gemi zabitlerine veya diğer amirlerine yardımda bulunmamak;
9. Gemi aksamını, aletleri veya cihazları istiyerek hasara uğratmak veya geminin makine ve bilcümle alet veya cihazlarının normal surette işlemelerini bozacak veya aksatacak çarelere başvurmak;
10. Kaptan veya diğer gemi adamlarını vazife görmemeye teşvik etmek veya onların vazife görmelerine tehdit, menfaat vaadi veya diğer her hangi bir suretle engel olmak;
11. Gemi hizmetlerinin esaslı şekilde aksaması neticesini doğurmuş olan ve yapmaması gereken ve yukarıki bentler şümulüne girmeyen bir hareketi bilerek yapmak veya ihmal edilmesi aynı mahiyette bulunan ve yapması gereken bir hareketten bilerek kaçınmak.
Birden fazla gemi adamının anlaşarak aynı fiili işlemeleri halinde ceza yarısı kadar artırılır.
Şikayette bulunan, şikayetini hüküm kesinleşinceye kadar her zaman geri alabilir.
IV - DİSİPLİN SALAHİYETİNİN KÖTÜYE KULLANILMASININ VE KAPTANIN VAZİFESİNİ YAPMAMASININ CEZALARI:
Madde 1470 - Bir gemi adamına veya gemideki diğer bir kimseye karşı disiplin salahiyetini kötüye kullanan kaptan veya gemi zabitleri, şikayet üzerine on beş günden bir seneye kadar hapis ve en az iki aylığı tutarında adli para cezasiyle cezalandırılırlar.
Gemi hizmetlerinin esaslı bir şekilde aksaması neticesini meydana getirebilecek mahiyette bulunan ve yapmaması gereken bir hareketi bilerek yapan veya ihmal edilmesi aynı mahiyette bulunan ve yapması gereken bir hareketten bilerek kaçınan veya yukarıki maddede yazılı suçların işlenmesine göz yuman veyahut bunlara iştirak eden kaptan donatanın şikayeti üzerine yukarıki maddedeki cezaya mahkum edilir.
Şikayet, hüküm kesinleşmesine kadar geri alınabilir.
V - SUÇLARIN YURT DIŞINDA İŞLENMESİ:
Madde 1471 - Yukarıki maddelerde yazılı suçların yurt dışında işlenmeleri halinde dahi bu hükümler tatbik olunur; şu kadar ki, cezalar yarısı kadar artırılır.
VI - SUÇ İŞLENMESİ HALİNDE KAPTANIN VE GEMİDE BULUNANLARIN VAZİFELERİ:
Madde 1472 - Gemi yabancı bir memlekette veya denizde bulunduğu sırada gemi adamlarından veya gemideki diğer kimselerden birisinin her hangi bir suç işlemesi halinde kaptanın seçeceği gemi zabitleri ve diğer itimada değer kimselerle suçun ispatına yarıyacak bütün delilleri doğru ve tam olarak tesbit etmeye, toplamaya, delillerin zıyaa uğramaması için mümkün olan bütün tedbirleri almaya ve hususiyle şahıslar üzerinde veya eşyalarında gerekli aramaları yapmaya, gerekli kimseleri dinleyip sözlerini zapta geçirmeye, suç yerinin durumunu tesbit etmeye, suç vasıtalarını saklamaya mecburdur.
Kaçması veya delilleri yok etmesi veya delillerin gereği gibi toplanmasına engel olması tehlikesi mevcut olduğu takdirde kaptan maznunu tevkif edebilir.
Kaptanın bu madde hükmünce yapması gerekli olan tahkikat işlerinde gerek gemi zabitleri ve diğer itimada değer kimseler, gerekse gemide bulunan bütün diğer şahıslar kaptanın emirlerini yerine getirmeye, sorduklarına doğru ve tam olarak cevap vermeye mecburdurlar. Bu mecburiyeti yerine getirmiyen gemi adamları 1469 uncu maddede gösterilen cezalar ile, diğer kimseler ise 100 liradan aşağı olmamak üzere adli para cezasına mahkum edilir.
Bu maddede gösterilen suçları işliyenler re'sen takip olunur.
1469 ila 1471 inci maddelerle veya bu maddede yazılı fiilleri işliyenlerin daha ağır cezalara mahkum edilmesini derpiş eden hükümler mahfuzdur.
İ - KALDIRILAN HÜKÜMLER:
Madde 1473 - 29/05/1926 gün ve 865 sayılı Ticaret Kanunu, 29/05/1926 gün ve 866 sayılı Ticaret Kanununun sureti tatbiki hakkında Kanun, 13/05/1929 gün ve 1440 sayılı Ticaret Kanunu (İkinci kitap - Deniz Ticaret Kanunu), Ticaret Kanununun 386 ncı maddesini değiştiren 12/11/1931 gün ve 1749 sayılı kanun ve Ticaret Kanununun bazı maddelerini değiştiren 17/12/1954 günlü ve 6442 sayılı kanun ile 22/03/1303 tarihli Murabaha Nizamnamesinin ticari işlere ait olan hükümleri ve hususi mahiyette olan kanun hükümleri mahfuz olmak kaydiyle diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri kaldırılmıştır.
Ek Madde 1 - (Ek madde: 24/06/1995 - KHK - 559/14 md.)
6762 sayılı Kanunun 35 ve 36 ncı maddelerinde geçen "sicilin bağlı olduğu mahkeme" ibareleri "sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesi" olarak değiştirilmiştir.
J - KANUNUN MER'İYETE GİRMESİ:
Madde 1474 - Kenar başlıkları da metne dahil olan işbu kanun 01/01/1957 tarihinde mer'iyete girer; şu kadar ki, bu kanunun mer'iyet ve tatbik şekli hakkındaki kanun hükümleri mahfuzdur.
K - KANUNU İCRA EDECEK MAKAM:
Madde 1475 - Bu Kanunu tatbika İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
ÇEVRİMİÇİ İŞLEMLER
Ek Madde 2 - (Ek madde: 29/03/2011-6215 S.K./16.md.)
Poliçe, bono, çek, makbuz senedi, varant ve kambiyo senetlerine benzeyen senetler güvenli elektronik imza ile düzenlenemez. Bu senetlere ilişkin kabul, aval ve ciro gibi senet üzerinde gerçekleştirilen işlemler güvenli elektronik imza ile yapılamaz.
Konşimentonun, taşıma senedinin ve sigorta poliçesinin imzası elle, faksimile baskı, zımba, ıstampa, sembol şeklinde mekanik veya elektronik herhangi bir araçla da atılabilir. Düzenlendikleri ülke kanunlarının izin verdiği ölçüde bu senetlerde yer alacak kayıtlar el yazısı, telgraf, teleks, faks ve elektronik diğer araçlarla yazılabilir, oluşturulabilir, gönderilebilir.
Ticaret şirketleri ile gerçek ve tüzel kişi diğer tacirlere ilişkin olarak, bu Kanunun zorunlu tuttuğu bütün işlemler elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilir. Bu işlemlerin dayanağı olan belgeler de aynı usulle elektronik ortamda düzenlenebilir. Zaman unsurunun belirlenmesi gereken ve yönetmelikte düzenlenen hallerde güvenli elektronik imzaya eklenen zaman damgasının tarihi, diğer hâllerde merkezî veri tabanı sistemindeki tarih esas alınır.
Şirket adına imza yetkisini haiz kişiler şirket namına kendi adlarına üretilen güvenli elektronik imzayla imza atabilirler. Bu durumda, kullanılacak nitelikli elektronik sertifikalarda sertifika sahibi alanı içerisine, sertifika sahibinin ismiyle birlikte temsil ettiği tüzel kişinin de ismi yazılır. Bu husus tescil ve ilan edilir.
Bu maddenin uygulanmasına dair usul ve esaslar Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Geçici Madde 1 - (Ek madde: 09/12/2004 - 5274 S.K./1.mad)
Hisse senetlerinin itibarî kıymeti bir Yeni Kuruş ve katları şeklinde olmayan anonim şirketler 31.12.2009 tarihine kadar 399 uncu maddeye intibak edecektir. Bakanlar Kurulu kararı ile 31.12.2009 tarihinde sona erecek intibak süresi beş yıla kadar uzatılabilir. İntibak süresince anonim şirket hissedarlarının itibarî değeri ne olursa olsun sahip olduğu paylardan doğan hakları saklıdır. Şirket yönetim kurulu, payların 399 uncu maddeye intibak ettirilmesini sağlayacak yöntemleri uygulamakla yükümlüdür.
Birinci fıkrada belirtilen sürenin sonunda bir Yeni Kuruşa tamamlanmamış paylar için kesir makbuzu düzenlenir.
Bu madde kapsamında intibak amaçlı olarak yapılacak sermaye artırımı ve esas mukavele değişikliklerinde, şirket esas mukavelesinde aksine hüküm bulunsa dahi 372 nci maddede yer alan nisaplar uygulanır ve imtiyazlı paylar genel kurulu yapılması şartı aranmaz.
Bu madde kapsamında intibak amaçlı olarak 400 üncü madde çerçevesinde yapılacak işlemlerde her pay sahibinin muvafakati aranmaz.
5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun gereğince münhasıran intibak amaçlı yapılacak anasözleşme değişikliklerinin tescili, her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER:
24/06/1995 TARİH VE 559 SAYILI KHK'NİN GEÇİCİ MADDELERİ:
Geçici Madde 1 - Ticaret sicili memurluklarının devir işlemleri, Adalet Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen bir protokole göre yürütülür ve bir yıl içinde tamamlanır.
Ticaret sicilinde Adalet Bakanlığının memuru olarak çalışan personel, istekleri halinde adı geçen Bakanlıkta durumlarına uygun bir kadroya atanırlar.
Geçici Madde 2 - Esas sermayesi beşmilyar Türk lirasından aşağı olan anonim şirketler ile beşyüzmilyon Türk lirasından aşağı olan limited şirketler, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren 31/12/1998 tarihine kadar sermayelerini bu miktarlara çıkararak tescil ettirmedikleri takdirde münfesih olurlar.
Anonim şirketlerin sermayelerini beşmilyar Türk lirasına kadar artırmaları sırasında 6762 sayılı Kanunun 391 inci maddesi uygulanmaz.
Limited şirketlerin sermayelerini beşyüzmilyon Türk lirasına kadar çıkarmalarına ilişkin mukavele değişikliği için, sermayenin yarısından fazlasını temsil eden ortakların karar vermesi yeterlidir.
(Son fıkra Mülga: 20/09/1995 - KHK-567/1 md.)