Yeni TTK ile karşılaştırmasını ve gerekçesini görmek için ilgili maddeyi tıklayın !
DÖRDÜNCÜ FASIL : DENİZCİLİK RİZİKOLARINA KARŞI SİGORTALAR
BİRİNCİ KISIM : UMUMİ HÜKÜMLER
A - MENFAAT:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 1339 - Geminin veya yükün denizcilik rizikolarını salimen geçirmesinde para ile ölçülebilir bir menfaati olan kimse bu menfaatini sigorta ettirebilir.
II - MEVZUU:
1. MÜNFERİT MENFAATLER:
Madde 1340 - Sigorta ettirilebilen menfaatler bilhassa aşağıda yazılı mevzulara taalluk edenlerdir:
1. Gemi;
2. Yapılmakta olan gemi;
3. Navlun ve yolcu taşıma ücretinden doğan alacaklar;
4. Yük;
5. Deniz ödüncü paraları;
6. Müşterek ve hususi avarya paralariyle ödetilmeleri için gemi, navlun, yolcu taşıma ücreti veyahut yükün karşılık teşkil ettiği diğer alacaklar;
7. Yükün gönderildiği yere ulaşmasiyle elde edileceği umulan kar;
8. Kazanılacak komisyon;
9. Sigortacının üzerine aldığı riziko.
Bunlardan birinin sigorta ettirilmesiyle diğerleri sigorta ettirilmiş sayılmaz.
2. SİGORTASI CAİZ OLMIYAN MENFAAT:
Madde 1341 - Kaptanın veya diğer gemi adamlarının hizmet veya iş akitlerinden doğan ücret alacakları kendileri tarafından sigorta ettirilemez.
III - MENFAATİN SAHİBİ:
1. KENDİ, BAŞKASI VE KİMİN OLACAKSA ONUN HESABINA SİGORTA:
Madde 1342 - Sigorta ettiren kimse kendi menfaatini "Kendi hesabına sigorta" şeklinde, üçüncü bir şahsın menfaatini ise "Başkası hesabına sigorta" şeklinde ve bu son halde de sigortalının hüviyetini bildirerek veya bildirmiyerek sigorta ettirebilir.
Mukavelede sigortanın kendi hesabına mı, yoksa başkası hesabına mı yaptırıldığı da tayin edilmiyebilir. "Kimin olacaksa onun hesabına" yapılan bir sigortadan başkası hesabına yaptırıldığı anlaşılırsa başkası hesabına sigorta hükümleri tatbik olunur.
Mukaveleden sigortanın başkası hesabına veyahut kimin olacaksa onun hesabına yaptırıldığı anlaşılmazsa sigorta ettirenin kendi hesabına yapılmış sayılır.
2. TEMSİL:
Madde 1343 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1407)- Sigorta salahiyetli bir vekil, vekaleti olmadan başkası hesabına tasarrufta bulunan bir kimse yahut da sigortalının diğer her hangi bir temsilcisi tarafından onun namına yapılırsa sigortalının namına hareket eden kimse, sigorta ettiren sayılmıyacağı gibi bizzat sigorta da başkası hesabına sigorta sayılmaz.
Mukavelede adı ile gösterilen bir üçüncü şahsın menfaatine taalluk eden bir sigorta, tereddüt halinde, başkası hesabına sigorta sayılır.
1270 inci maddenin 1 ve 2 nci fıkralariyle 1271 inci madde hükümleri burada da tatbik olunur.
B - RİZİKONUN GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI:
Madde 1344 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1458) - Sigortacı tarafından tazmin edilecek zararların meydana gelmesi imkanı mukavelenin yapıldığı sırada ortadan kalkmış yahut bu anda zarar zaten meydana gelmiş olsa bile sigorta mukavelesi muteberdir; şu kadar ki; taraflar durumu biliyorsa mukavele hükümsüzdür.
Tazmin olunacak zararın meydana gelmesi imkanının ortadan kalkmış olduğuna yalnız sigortacı yahut zararın zaten meydana gelmiş olduğunu yalnız sigorta ettiren bildiği takdirde mukavele durumu bilmiyen tarafı bağlamaz. İkinci halde sigortacı mukavelenin kendisini bağlamıyacağını ileri sürse bile primin tamamını istiyebilir.
Mukavelenin sigorta ettiren için bir temsilci tarafından yapılması halinde 1363 üncü maddenin 2 nci fıkrasının hükmü, başkası hesabına sigorta halinde 1364 üncü madde hükmü ve gemi, navlun ve yük gibi birden çok konunun veya bir konuyu teşkil eden eşyanın toptan sigortası halinde 1367 nci madde hükmü tatbik olunur.
C - SİGORTA DEĞERİ:
I - AŞKIN SİGORTA:
Madde 1345 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1461) - Sigorta olunan menfaatin tam değeri sigorta değeridir.
Sigorta bedeli, sigorta değerini aşamaz.
II - ÇİFTE SİGORTA:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1346 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1465) - Bir menfaat aynı rizikoya karşı birden çok sigortacılara sigorta ettirilmiş ve sigorta bedellerinin tutarı sigorta değerini aşmış olursa, sigortacılar sigortalıya karşı müteselsilen mesul olurlar; şu kadar ki; sigortalı, uğradığı zarardan fazla bir para isteyemiyeceği gibi sigortacılardan her biri yalnız kendi mukavelesine göre ödemekle mükellef olduğu bedele kadar mesul olur.
Sigortacıların birbirlerine karşı olan rücu hakları her birerlerinin sigorta mukavelesi gereğince sigortalıya ödemekle mükellef oldukları sigorta bedelleri mecmuunun sigorta değerine olan nispetine göre tayin olunur; şu kadar ki; sigortalardan biri hakkında yabancı hukuk tatbik edilecek olursa yabancı hukuka tabi sigortacı ancak tabi olduğu hukuk gereğince bizzat kendisine karşı da rücu hakkının kullanılması mümkün olduğu takdirde diğer sigortacıya rücu hakkını kullanabilir.
Sigortalı haksız olarak bir fayda temin etmek niyetiyle çifte sigorta yaptırmış ise bu niyetle yapılmış olan akitlerin her biri batıldır; sigortacı mukavelenin yapıldığı sırada butlanı bilmiyorsa primin tamamını istiyebilir.
2. PRİMİN VE SİGORTA BEDELİNİN İNDİRİLMESİ:
Madde 1347 - Sigorta ettiren çifte sigortayı meydana getiren mukaveleyi diğer sigortadan haberi olmaksızın yapılmışsa, sigortacılardan her birinden sigorta bedelinin ve bununla mütenasip olarak primlerinin de 1346 ncı maddenin 2 nci fıkrasında yazılı nispete göre indirilmesini istiyebilir.
Sigorta bedelinin ve primin indirilmesi sigortanın başladığı andan itibaren hüküm ifade eder. Sigortacılardan biri için riziko diğer sigortacı ile mukavele yapılmadan önce başlamış olursa indirme, birinci sigortacıya karşı, ancak talebedildiği andan itibaren hüküm ifade eder.
Sigortacının münasip bir ristorno ücreti istemiye hakkı vardır.
Sigorta ettiren çifte sigortayı haber alır almaz gecikmeksizin indirme talebinde bulunmazsa bu hak düşer.
3. İHBAR KÜLFETİ:
Madde 1348 - Bir menfaati aynı rizikoya karşı birden çok sigortacılara sigorta ettiren kimse her bir sigortacıya öteki sigortalardan gecikmeksizin haber vermeye mecburdur.
III- MENFAAT DEĞERİNİN ALTINDA OLAN SİGORTA:
Madde 1349 - Sigorta bedeli sigorta değerinden az ise 1288 inci madde hükmü tatbik olunur.
IV - TAKSELENMİŞ POLİÇE:
1. TAKSE:
Madde 1350 - Taraflar mukavele ile sigorta değerini muayyen bir para olarak tesbit ederlerse bu para taraflar arasında sigorta değeri için esas olur.
Takse esaslı surette fahiş ise sigortacı indirilmesini istiyebilir. Umulan kar takselenmiş ise taksenin mukavele yapıldığı sırada ticari tahminlere göre elde edilmesi mümkün görülen karı aşması halinde sigortacı bunun indirilmesini istiyebilir.
"Şimdilik takselenmiş" kaydını taşıyan bir poliçe, takse katileşmedikçe, "takselenmemiş" yani açık poliçe sayılır.
Navlun sigortasında sigortacı tarafından tazmin edilecek bir zarar hakkındaki takse, ancak hususi surette şart kılınmışsa sigorta değeri için esas olabilir.
2. AYRI TAKSELER:
Madde 1351 - Bir poliçe ile gemi, navlun ve yük gibi birden çok mevzuun veya bir bütün teşkil eden eşyanın toptan sigortası halinde toptan bir tek sigorta bedeli konur fakat bu konuların bazıları için ayrı takseler kararlaştırılmış olursa ayrı olarak takselenmiş her mevzu ayrıca da sigorta ettirilmiş sayılır.
V - HUSUSİ HALLER:
1. GEMİNİN DEĞERİ:
A - UMUMİ OLARAK:
Madde 1352 - Taraflar değer biçilmesi için başka bir esas kararlaştırmamışlarsa, geminin sigortacı için rizikonun başladığı andaki değeri, onun sigorta değeri sayılır.
Bu hüküm, geminin sigorta değerinin takselenmesi halinde de tatbik olunur.
B - DONATIM VE SİGORTA MASRAFLARİYLE TAYFA ÜCRETİ:
Madde 1353 - Donatım ve sigorta masraflariyle gemi adamlarına ödenecek ücretler, gemi ile birlikte veya ayrı ayrı olarak yahut gayrisafi navlunun sigorta ettirilmesi suretiyle sigorta ettirilebilir. Bunlar, ancak hususi surette kararlaştırılmışsa, gemi ile birlikte sigorta ettirilmiş sayılır.
2. NAVLUNUN DEĞERİ:
A - UMUMİ OLARAK:
Madde 1354 - Navlun, gayrisafi tutarına kadar sigorta ettirilebilir.
Mal taşıma mukavelelerinde şart kılınmış olan navlun tutarı ve muayyen bir navlun kararlaştırılmamış veya mallar donatan hesabına yüklenmişse 1073 üncü maddede yazılı mutat navlun tutarı, navlunun sigorta değeri sayılır.
B - TEFSİR KAİDELERİ:
Madde 1355 - Navlun sigorta edilirken tamamının yahut bir kısmının sigorta ettirildiği tayin edilmemişse navlunun tamamı sigorta ettirilmiş sayılır.
Navlunun safi yahut gayrisafi olarak sigorta ettirildiği tayin edilmemişse gayrisafi navlun sigorta ettirilmiş sayılır.
Sigorta bedelinin hangi kısmının gidiş ve hangi kısmının dönüş navlununa ait olacağı tayin edilmeksizin gidiş ve dönüş navlunları bir tek sigorta bedeli üzerine sigorta ettirilmişse bedelin yarısı gidiş yarısı da dönüş navlununa ayrılır.
3. YÜKÜN DEĞERİ:
Madde 1356 - Taraflar değer biçilmesi için başka bir esas kararlaştırmamışlarsa, malların yükleme yerinde ve yükleme zamanındaki değerleriyle sigorta masrafları da dahil olduğu halde gemiye yükleninceye kadar yapılan bütün masraflar, malların sigorta değeri sayılır.
Navlun ile yolculuk sırasında ve varma yerinde yapılan masraflar ancak kararlaştırıldığı takdirde hesaba katılır.
Yukarı ki hükümler malların sigorta değeri takselenmiş olması halinde de tatbik olunur.
4. TASARRUF EDİLEN MASRAFLAR:
Madde 1357 - Donatım masrafları veya gemi adamlarına ödenecek ücretler veya navlun, yolculuk sırasında ve varma yerinde yapılacak masraflar sigorta ettirilmiş olduğu takdirde sigortacı, masraflardan, ücretlerden veya navlundan kaza neticesinde tasarruf edilen kısım için tazminat vermez. Masraflar ve ücretler, ayrı ayrı sigorta ettirilmiş olsun veya gayrisafi navlunun sigorta ettirilmesi suretiyle sigorta ettirilmiş bulunsun yahut navlunla beraber yolculuk sırasında ve varma limanında yapılacak masraflar dahi yükün sigorta ettirilmesi sırasında sigortalanmış olsun, hüküm değişmez.
5. UMULAN KAR VE KOMİSYONUN DEĞERİ:
A - UMUMİ OLARAK:
Madde 1358 - Yük sigortasında umulan kar veya komisyon, malların sigorta değeri takselenmiş olsa dahi, ancak mukavelede açıkça bildirildiği takdirde sigorta edilmiş sayılır.
Umulan kar yük sigortasına dahil olup da sigorta değeri takselenmiş ve fakat taksenin hangi kısmının umulan kara ilişkin olduğu tayin edilmemişse taksenin yüzde onunun umulan kara ait olduğu kabul edilir. Umulan kar yük sigortasına dahil olup da sigorta değeri takselenmemiş ise malların 1356 ncı maddede yazılı sigorta değerinden yüzde onu umulan kar olarak sigorta ettirilmiş sayılır.
Komisyon yük sigortasına dahil olması halinde de 2 nci fıkra hükümleri yüzde on yerine yüzde iki koymak suretiyle tatbik olunur.
B - TAKSE:
Madde 1359 - Umulan kar veya komisyon ayrı ayrı olarak sigorta ettirilmiş ve fakat sigorta değeri takselenmemiş bulunuyorsa, tereddüt halinde, sigorta bedeli aynı zamanda sigorta değerinin de taksesi olarak kabul edilir.
6. DENİZ ÖDÜNCÜ PARALARI:
Madde 1360 - Deniz ödüncü paraları primiyle birlikte alacaklısı için sigorta ettirebilir.
Deniz ödüncü paraları sigortasında, deniz ödüncüne karşı hangi şeylerin rehnedildiği gösterilmemişse sigorta gemiye, navluna ve yüke şamil sayılır. Eğer hakikaten deniz ödüncüne karşı bütün bu şeyler rehnedilmişse bunu ancak sigortacı ileri sürebilir.
D - HALEFİYET:
Madde 1361 - Borçlarını yerine getiren sigortacı, sigortalının üçüncü şahsa tazmin ettirebileceği bir zararı tazmin ettiği takdirde, 1256 ve 1258 inci maddelerin 2 nci fıkralarının hükümlerine halel gelmeksizin, üçüncü şahsa karşı sigortalının haklarına halef olur.
Sigortalı, istediği takdirde sigortacıya, masrafı ona ait olmak üzere, üçüncü şahsa karşı olan haklarına halef olduğunu gösteren ve noterlikçe imzası tasdik olunan bir senet vermeye mecburdur.
Sigortalı, sigortacının yukarda yazılı haklarına halel verecek olan her türlü hareketinden mesuldür.
E - SİGORTALI ALACAĞIN DEVRİ:
Madde 1362 - Ödetilmesi için deniz tehlikelerine maruz bir şeyin karşılık teşkil ettiği bir alacağın sigorta ettirilmiş ve zararın meydana gelmiş olması halinde, sigortacının sigortalıya karşı olan borçlarını yerine getirmiş olduğu nispette sigortalı, sigorta ettirilmiş alacağın borçlusuna karşı mevcut olan haklarını sigortacıya devretmeye mecburdur.
Sigortalı sigortacıdan hakkını istemeden önce borçluya karşı mevcut olan haklarını ileri sürmeye mecbur değildir.
İKİNCİ KISIM : MUKAVELENİN YAPILDIĞI SIRADAKİ İHBAR MÜKELLEFİYETİ
A - MÜKELLEFİYETİN ŞÜMULÜ:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 1363 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1435) - Gerek kendi ve gerekse başkası hesabına sigorta ettiren kimse, mukavelenin yapıldığı sırada kendisince bilinen ve sigortacının üzerine alacağı rizikonun takdiri için olan önemine binaen mukaveleyi yapıp yapmamak veya aynı şartlar altında yapmak hususundaki kararına müessir olabilecek mahiyette olan bütün halleri sigortacıya bildirmekle mükelleftir.
Mukavele sigorta ettiren için bir temsilci tarafından yapılırsa, temsilci kendisince bilinen halleri de bildirmeye mecburdur.
II - BAŞKASI HESABINA SİGORTA HALİNDE:
Madde 1364 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1435) - Sigortanın başkası hesabına yaptırılması halinde mukavelenin yapıldığı sırada bizzat sigortalının veya aradaki vekilin bildikleri hallerin de sigortacıya bildirilmesi lazımdır. Bununla beraber sigortalı veya aradaki vekil bildirilecek hali, fevkalade tedbirler alınmaksızın, sigorta ettirene mukavelenin yapılmasından önce haber veremiyecek kadar geç öğrenirse, onların bu hali bilmiş olmaları nazara alınmaz.
Sigorta, sigortalı vekalet vermeden ve onun malumatı olmadan yapılmış ve mukavelenin yapıldığı sırada vekaletin olmadığı sigortacıya bildirilmişse, sigortalının bildirilecek hali bilip bilmemesine bakılmaz.
B - MÜKELLEFİYETİN İHLALİ:
I - CAYMA:
1. SEBEPLERİ:
A - MÜKELLEFİYETİN YERİNE GETİRİLMEMESİ HALİNDE:
Madde 1365 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1439; 1440; 1441) - Önemli bir hal 1363 ve 1364 üncü maddelerin hükümlerine muhalif olarak bildirilmemiş olursa, sigortacı mukaveleden cayabilir. Sigorta ettiren veya 1363 üncü maddenin 2 nci fıkrasına veya 1364 üncü maddeye göre bilgisi önemli olan bir ilgili, hali öğrenmekten kasıt ile kaçındığı için önemli hal bildirilmemişse hüküm aynıdır.
Sigortacının bildirilmemiş olan durumu bilmesi veya ihbar etmemiş olmanın kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir.
B - YANLIŞ İHBAR HALİNDE:
Madde 1366 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1440; 1441) - Sigortacı, önemli hale dair yanlış bir ihbarda bulunulmuş olması halinde de mukaveleden cayabilir.
Sigortacının ihbardaki yanlışlığı bilmesi veya ihbarın yanlış yapılmasının kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir.
C - MÜKELLEFİYETİN KISMEN YERİNE GETİRİLMESİ HALİNDE:
Madde 1367 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1440; 1441) - Sigorta ettirilmiş mevzuların bir kısmı hakkında sigortacının caymasını haklı kılacak şartlar mevcutsa, ancak sigortacının geri kalan kısım için mukaveleyi aynı şartlar altında yapmış olmıyacağı halin icabından anlaşıldığı takdirde, sigortacı bu kısım hakkında da mukaveleden cayabilir.
2. CAYMANIN MÜDDET, ŞEKİL VE HÜKÜMLERİ:
MADDE 1368 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1440; 1441) - Mukaveleden cayma ancak bir hafta içinde caizdir. Bu müddet sigortacının ihbar mükellefiyetinin ihlal edildiğini öğrendiği andan itibaren başlar.
Caymanın sigorta ettirene karşı beyan edilmesi lazımdır. Sigortacı caysa da primin tamamını alır; alınmış tazminat geri verilir ve alındığı günden itibaren faizi de ödenir.
Sigortacı, rizikosunu üzerine aldığı kaza tahakkuk ettikten sonra cayarsa, kendisine bildirmemiş olan halin kazanın meydana gelmesi ve sigortacının ödeme borcunun şümulü üzerine bir tesiri olmadığı takdirde, tazminat verme mükellefiyeti baki kalır.
II - PRİMİN ARTIRILMASI VE CAYMA HAKKININ DÜŞMESİ:
Madde 1369 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1440; 1441; 1442) - İhbar mükellefiyeti gereği gibi yerine getirilmemiş olup da bu hususta diğer tarafa isnadedilebilecek bir kusurun bulunmamasından dolayı sigortacı cayma hakkını haiz değilse ve rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması sebebiyle daha fazla bir prim verilmek lazım geliyorsa sigortacı bunu istiyebilir. Mukavelenin yapıldığı sırada sigortacının rizikoyu üzerine alması bakımından önemli olan bir durumun diğer tarafça bilinmediği için sigortacıya bildirilmemiş olması halinde dahi hüküm aynıdır.
Sigortacının kararlaştırılan primden yüksek prim istemek hakkı, ihbar mükellefiyetinin ihlal edildiğini veya önemli bir halin bildirilmediğini öğrendiği andan itibaren bir hafta içinde sigortacı tarafından ileri sürülmediği takdirde düşer.
III - HİLE HALİNDE:
Madde 1370 - Hileden dolayı Borçlar Kanununun 28 ve 31 inci maddeleri gereğince sigortacının haiz olduğu haklar mahfuzdur.
ÜÇÜNCÜ KISIM : SİGORTALININ SİGORTA MUKAVELESİNDEN DOĞAN BORÇLARI
A - PRİM ÖDEME BORCU VE PRİMİ GERİ İSTEME HAKKI:
Madde 1371 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1431) - Aksi kararlaştırılmış olmadıkça primlerin mukavele yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi lazımdır.
Prim ödemek borcu, sigorta ettiren kimseye düşer.
1298 inci maddenin ikinci fıkrası hükmü, deniz sigortalarında da tatbik olunur.
B - RİZİKOYU DEĞİŞTİRMEMEK BORCU:
I - YOLCULUĞUN DEĞİŞMESİ:
Madde 1372 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1445) - Sigortacı için riziko başlamadan önce mukavelede tesbit edilen yolculuk yerine başka bir yolculuğa başlanırsa, gemi ve navlunun sigortasında sigortacı her türlü mesuliyetten kurtulur; başka sigortalarda, ancak yolculuk sigortalı tarafından değiştirilmemiş yahut onun talimatı veya muvafakati olmaksızın değiştirilmiş olduğu takdirde diğer yolculuk için rizikoyu yüklenir.
Sigortacı için riziko başlandıktan sonra mukavelede tesbit edilen yolculuk değiştirilirse sigortacı yolculuğun değişmesinden sonra çıkan Kazalardan mesul değildir. Bununla beraber yolculuk sigortalı tarafından değiştirilmemiş yahut onun talimatı veya muvafakati olmaksızın değiştirilmiş yahut da yolun değiştirilmesi zaruret halinden ileri gelmişse sigortacı bu kazalardan mesuldür; meğer ki, bu zaruret hali sigortacının üstüne almadığı bir rizikodan doğmuş olsun.
Başka bir varma limanına gitmeye karar verilip de bu kararın tatbikina geçilince her iki varma limanına giden yollar henüz ayrılmamış olsa bile yolculuk değiştirilmiş sayılır. Bu hüküm gerek 1 ve gerek 2 nci fıkradaki hallere tatbik olunur.
II - YOLCULUĞUN GECİKMESİ GİBİ RİZİKOYU ARTIRAN FİİLLER:
Madde 1373 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1445) - Sigortalının fiili veya talimatı veya muvafakatiyle yolculuğun bağlaması veya bitirilmesi gecikir veya gemi sigorta akdi ile tesbit edilen rotadan ayrılır veya sigorta akdiyle tesbit olunmuş rotaya dahil sayılamıyacak olan bir limana uğrar yahut sigortalı diğer her hangi bir şekilde rizikonun artmasına veya değişmesine sebep olursa ve bilhassa riziko durumu hakkındaki hususi vaitlerini yerine getirmezse, rizikonun artmış veya değişmiş olmasından sonra meydana gelen kazadan sigortacı mesul olmaz.
Birinci fıkra hükmü aşağıda yazılı hallerde tatbik olunmaz:
1. Rizikonun artması veya değişmesinin sonraki kaza üzerine hiçbir tesiri olmadığı halin icabından anlaşılırsa;
2. Sigortacı için riziko başladıktan sonra rizikonun artması veya değişmesine bir zaruret hali sebep olmuşsa (Meğer ki, bu zaruret hali sigortacının üstüne almadığı bir rizikodan doğurmuş olsun);
3. Kaptan insaniyet düşüncesiyle rotadan ayrılmak mecburiyetinde kalmışsa;
III - KAPTANIN ŞAHSININ BİLDİRİLMESİ:
Madde 1374 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1445) - Mukavele yapılırken kaptanın ismen gösterilmesi, geminin o kaptan tarafından idaresini vadetme sayılmaz.
IV - GEMİNİN TAYİNİ:
1. GEMİNİN DEĞİŞMESİ:
Madde 1375 (ayrıca bkz. Yeni TTK MADDE 1445)- Yük sigortasında mallar bu husus için kararlaştırılan gemi ile, taşınmazsa sigortacı hiçbir kazadan mesul olmaz. Bununla beraber sigortacı riziko kendisi için başlandıktan sonra mallar sigortalının talimatı veya muvafakati olmaksızın yahut bir kaza neticesinde, taşımaya tahsis edilen gemiden başka bir surette taşınmasına devam olunursa mukavele hükümlerine göre mesul olur; meğer ki, kaza sigortacının üzerine almadığı bir rizikodan doğmuş olsun.
2. İHBAR MÜKELLEFİYETİ:
Madde 1376 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1445) - Taşıyacak gemi veya gemiler gösterilmeksizin (Belli olmıyan veya adı tayin olunmamış gemilerle) yapılan yük sigortasında sigortalı malların hangi gemiye yüklendiğini öğrenir öğrenmez, bunu sigortacıya bildirmekle mükelleftir.
Bu borcun yerine getirilmemesi halinde sigortacı, yüklenmiş malların uğrıyacakları kazaların hiçbirinden mesul olmaz.
C - RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ HALİNDE MÜKELLEFİYETLER:
I - İHBAR MÜKELLEFİYETİ:
Madde 1377 - Sigorta ettiren veya sigortadan haberi olmak şartiyle, sigortalı bir kazayı öğrenir öğrenmez bunu sigortacıya bildirmekle mükelleftir; bildirmezse sigortacı vaktinde haber verilmesi halinde tazminattan azaltabileceği miktarı, tazminat tutarından indirebilir.
Mesuliyet sigortalarında ihbar mükellefiyeti 1292 nci maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde bildirilen hallerde davayı veya hükmün kesinleştiğini öğrenme yahut parayı ödeme ile başlar.
II - KORUMA TEDBİRLERİ:
Madde 1378 - Bir kaza vukuunda sigortalı, gerek sigorta ettirilmiş şeyleri kurtarmak ve gerekse daha büyük zarara meydan vermemek için mümkün olan gerekli tedbirleri almakla mükelleftir. Bununla beraber imkan varsa, lazım olan tedbirler için önceden sigortacıya danışmaya mecburdur.
DÖRDÜNCÜ KISIM : RİZİKONUN ŞÜMULÜ
A - RİZİKONUN MAHİYETİ:
I - UMUMİLİK ESASI:
Madde 1379 - Aşağıdaki hükümler veya mukavele ile başka bir esas kabul edilmemiş ise sigortacı sigortanın devamınca geminin veya yükün maruz bulundukları bütün rizikoları yüklenir.
Sigortacı bilhassa rizikoları yüklenir
1. Üçüncü bir şahsın kusurundan ileri gelse bile su alma, karaya oturma, parçalanma, yanma batma, yangın, patlama, yıldırım, zelzele, buz hasarına uğrama ve saire gibi tabii hadiselerle diğer deniz kazalarından doğabilecek rizikoları;
2. Harb ve amme tasarruflarından doğabilecek rizikoları;
3. Sigortalının kusuru olmaksızın üçüncü şahsın talebi üzerine ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbirler konma rizikosu;
4. Hırsızlık ile deniz haydutluğu yağma ve diğer zorbalık rizikoları;
5. Yolculuğa devam için sigorta ettirilmiş malları 998 - 1001 inci maddelerle 1214 üncü madde hükümleri gereğince deniz ödüncüne karşı rehnetmek yahut aynı maksat için mallar üzerinde satmak veya kullanmak suretiyle tasarruf etmek rizikosu;
6. Sigorta ettirilmiş şey için bir zarar doğmak şartiyle gemi adamlarından birinin yolsuzluğu veya kusuru rizikosu;
7. Çarpışma neticesi sigortalının; doğrudan doğruya veya bir üçüncü şahsa ika edilen zararı tazmine mecbur olmak suretiyle bilvasıta zarar görmüş olması arasında bir fark gözetilmeksizin, gemilerin çatması rizikosu.
II - İSTİSNALAR:
Madde 1380 - Sigortacı aşağıda yazılı zararları tazmin etmez:
1. Gemi ve navlunun sigortası halinde:
A) Geminin 974 üncü maddeye muhalif olarak denize elverişli veya yola elverişli bir halde bulunmadan yahut lüzumlu vesikalar olmadan denize çıkarılmasından doğan zararlar;
B) Çatma hariç olmak üzere, donatanın gemi adamlarından birinin üçüncü şahsa ika ettiği zarardan 947 ve 948 inci maddeler gereğince mesul olmasından doğan zararlar;
2. Yalnız geminin sigortasında:
A) Geminin alelade kullanılması yüzünden gemi ve teferruatının uğradığı zarar;
B) Sadece eskime, çürüme veya kurt yeniği sebebiyle gemi ve teferruatının uğradığı zarar;
3. Yük veya navlunun sigortası halinde: Malların tabii mahiyeti iktizası, hususiyle içten bozulma, kendiliğinden eksilme, normal akma ve sızma ve bunlara benzer diğer sebeplerden yahut malların fena ambalaj yapılmış olmasından doğan zararlarla fare veya sıçanlar tarafından mallara yapılan zararlar (Bununla beraber sigortacının mesul olduğu bir kaza yüzünden yolculuk mutat olmıyan bir şekilde uzarsa sigortacı bu bentte yazılı zararları, yolculuğun uzamasından ileri geldikleri nispette tazmin etmeye mecburdur);
4. Sigortalının kastı veya ihmali ile sebep olduğu zarar (Bununla beraber sigortacı sigortalıya kötü bir hareket tarzı isnadedilmedikçe, sigortalının gemiyi yanlış sevk ve idare etmek suretiyle sebep olduğu zararı ödemeye mecburdur);
5. Yük veya umulan karın sigortası halinde : Yükletenin, gönderilenin yahut yük komisyoncusunun bu sıfatla kasıt veya ihmalleriyle sebep oldukları zarar.
III - ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN ZARARDAN DOLAYI MESULİYETİ:
Madde 1381 - Sigortalının bir zarar için kaptan veya başka kimseden tazminat istemek hakkı olsa bile, sigortacı bu zararı tazmin etmekle mükelleftir. Sigortalı zararın tazminini önce sigortacıdan istiyebilir. Bununla beraber sigortalı, tazminat isteme hakkının müessir surette takibi için sigortacıya lüzumlu olabilecek yardımda bulunmaya ve bu hakkı emniyet altına almak maksadiyle navlunu ödemeyip alıkoymaya, gemiyi haczettirmeye veya başka münasip bir şekilde, masrafı sigortacıya ait olmak üzere, 1378 inci madde gereğince halin icaplarına göre gerekli olan tedbirleri almaya mecburdur.
B - RİZİKONUN MÜDDETİ:
I - RİZİKONUN BAŞLANGICI VE SONU:
1. GEMİNİN SİGORTASI HALİNDE:
Madde 1382 - Geminin bir yolculuk için sigorta ettirilmesi halinde sigortacı için riziko, yükün veya safranın alınmasına başlandığı yahut ne yük ne de safra alınmıyacaksa geminin kalktığı andan itibaren başlar ve varma limanında yükün veya safranın boşaltılması bittiği anda biter.
Sigortalı boşaltmayı muhik bir sebep olmaksızın geciktirirse, riziko, böyle bir gecikme olmasaydı boşaltmanın bitmiş olacağı anda biter.
Boşaltma bitmeden önce yeni bir yolculuk için yük ve safra alınırsa riziko, yükün veya safranın alınmasına başlandığı anda biter.
2. YÜK, UMULAN KAR VE KOMİSYONUN SİGORTASI HALİNDE:
Madde 1383 - Yük, umulan kar veya taşınacak mallardan kazanılacak komisyonun sigortası halinde riziko, malların gemiye veya mavnalara yükletilmek üzere karadan ayrılmış oldukları andan başlar ve malların varma limanında yeniden karaya çıkarıldığı anda biter.
Boşaltma; sigortalı yahut, yük veya umulan karın sigortası halinde, sigortalı veya 1380 inci maddenin 5 inci bendinde gösterilen kimselerden biri tarafından muhik bir sebep olmaksızın geciktirilirse riziko, böyle bir gecikme olmasaydı boşaltmanın bitmiş olacağı anda biter.
Yükleme ve boşaltma sırasında mavnaların mahalli teamüllere göre kullanılmasından doğan rizikodan da sigortacı mesuldür.
3. NAVLUNUN SİGORTASI HALİNDE:
Madde 1384 - Navlunun sigortası halinde riziko:
a) Geminin ve bu yüzden navlunun maruz kaldığı kazalar bakımından, aynı yolculuk için geminin sigorta ettirilmesi halinde riziko hangi anda başlayacak ve sona erecek ise o anda;
b) Yükün ve bu yüzden navlunun maruz kaldığı kazalar bakımından, aynı yolculuk için malların sigorta ettirilmesi halinde riziko hangi anda başlıyacak ve sona erecekse o anda; başlamış veya sona ermiş sayılır.
Yolcu taşıma ücretlerinin sigortası halinde riziko, gemi sigortasında riziko hangi anda başlamış veya sona ermiş sayılırsa o anda başlar veya sona erer.
Navlunu veya yolcu taşıma ücretini sigorta etmiş bulunan sigortacı, gemiyi ilgilendiren bir kazadan dolayı, ancak navlun veya yolcu taşıma akitleri daha önce yapılmış olduğu takdirde ve donatan kendi hesabına mal yüklemiş bulunursa, ancak yük gemiye veya mavnalara yükletilmek maksadiyle daha önce karadan ayrılmış bulunduğu takdirde mesuldür.
4. DENİZ ÖDÜNCÜ VEYA AVARYA PARALARININ SİGORTASI HALİNDE:
Madde 1385 - Deniz ödüncü veya avarya paralarının sigortası halinde riziko; bu paraların avans olarak verildiği yahut, avarya masraflarını sigortalının kendisi vermişse, bunların sarf edildiği anda başlar ve deniz ödüncüne karşı rehnedilmiş veya kendileri için avarya masrafları sarf edilmiş olan eşyanın sigortasındaki rizikoların bitmiş olacağı anda biter.
II - DEVAM MÜDDETİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1386 - İşlemiye başlıyan riziko müddeti sigortacı için, kararlaştırılan müddet veya sigorta edilen yolculuğun devamınca durmadan işler, hususiyle sigortacı bir barınma veya ara limanında geçen günlerde ve yolculuk gidiş ve geliş için sigorta edilmişse gidiş yolculuğunun varma limanında geçen günlerinde çıkan rizikodan da mesuldür.
Malların geçici olarak boşaltılması lazımgelir yahut gemi tamir için karaya çekilirse, sigortacı malların veya geminin karada bulundukları sıradaki rizikodan da mesuldür.
2. YOLCULUKTAN VAZGEÇİLMESİ HALİNDE:
Madde 1387 - Riziko müddeti işlemiye başladıktan sonra sigorta edilmiş yolculuktan arzu ile veya mecburen vazgeçilirse, rizikonun bitmesini tayin bakımından yolculuğun bittiği liman varma limanı yerine geçer.
Geminin yolculuğundan vazgeçildikten sonra mallar taşınmak üzere kararlaştırılmış olan gemiden başka bir suretle varma limanına taşınırsa, taşıma kısmen veya tamamen karadan yapılsa dahi başlamış olan riziko bu mallar için devam eder. Bu hallerde vaktinden önceki boşaltmanın masrafları geçici depo masrafları ve karadan olsa dahi taşımanın fazla masrafları sigortacıya düşer.
3. MAHFUZ KALAN HÜKÜMLER:
Madde 1388 - Bu kanunun 1386 ve 1387 nci maddeleri hükümleri ancak 1373 ve 1375 inci maddeler hükümleri mahfuz kalmak şartiyle tatbik olunur.
III - MÜDDET ÜZERİNE SİGORTA:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1389 - Akit; gün, hafta veya ay yahut sene üzerine yapılmış ise sigorta, mukavelenin yapıldığı gün saat on ikide başlar ve müddetin son günü saat on ikide biter.
Müddetin hesabında geminin bulunduğu yer esas tutulur.
2. MÜDDETİN UZATILMASI:
Madde 1390 - Geminin müddet üzerine sigorta edilmiş olması halinde mukavelede kararlaştırılan sigorta müddeti gemi yolda iken biterse hilafı şart kılınmadıkça sigorta, geminin en yakın varma limanına ulaşmasına ve bu limanda boşaltma yapılırsa 1382 nci maddede yazılı olduğu gibi boşaltmanın sonuna kadar uzatılmış sayılır. Bununla beraber sigortalı, gemi henüz yola çıkmadan sigortayı uzatmak istemediğini sigortacıya ihbar edebilir.
Sigorta müddetinin uzatılması halinde sigortalı, uzama müddeti içinde ve gemi kaybolmuşsa gaiplik müddetinin bitimine kadar müddet üzerine kararlaştırılan primi ödemeye devam etmekle mükelleftir.
Sigortanın uzatılmaması halinde gaiplik müddeti sigorta müddetini aşarsa gaiplik sebebiyle sigortacıdan bir şey istenemez.
C - RİZİKONUN YERİ:
I - LİMANI SEÇME HAKKI:
Madde 1391 - Birden çok limanlardan biri veya öteki için sigorta yapılırsa sigortalı bu limanlardan birini seçebilir. Sigorta "bir liman ve bir başka liman" yahut "bir ve birkaç başka liman" için yapılırsa sigortalı bu limanlardan her birine uğrayabilir.
II - UĞRANACAK LİMANLAR SIRASI:
Madde 1392 - Sigorta birden çok limanlar için yapılmış veya sigortalıya birden çok limanda durmak hakkı tanınmışsa sigortalı bu limanlara ancak kararlaştırılan veya mukavele yoksa seyrüsefer icaplarına uygun bir sıraya göre uğramaya salahiyetlidir, fakat bütün limanlara uğramak mecburiyetinde değildir.
Aksi anlaşılmadıkça poliçedeki sıra, kararlaştırılmış sıra olarak kabul edilir.
D - MÜŞTEREK AVARYA:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 1393 - Müşterek avarya halinde sigortacı aşağıda yazılı zarar ve masrafları tazmin eder.
1. Sigortalının kendi uğradığı bir zarardan dolayı kendi üstüne almaya mecbur olacağı kısmı da dahil olduğu halde müşterek avarya garame payları; 1089 ve 1214 üncü maddeler gereğince müşterek avarya esaslarına göre muamele görecek olan garame payları da müşterek avarya garame payları gibidir.
2. Gemide mal bulunmuş olsaydı müşterek avaryadan sayılacak olan fedakarlıklar;
3. Alınan tedbirler neticesiz kalmış olsa bile 1378 inci madde gereğince kurtarma ve daha büyük mahzurlardan korunma için zaruri veya maksada uygun olarak yapılan başka masraflar;
4. Sigortacıya düşen zararın takdiri ve tesbiti için yapılacak masraflar, hususiyle keşif ve muayene, değer biçme, satış ve dispeç masrafları.
II - DİSPEÇİN HÜKMÜ:
1. KAİDE OLARAK:
Madde 1394 - Sigortacının müşterek avarya garame payları ile müşterek avarya esaslarına tabi tutulan garame paylarından doğan borçları, Türkiye'de ve yabancı memlekette dispeçin yapılması gerekli olan yerde ve o memleketin kanunlarına uygun olarak yapılmış olan dispece göre tavin olunur. Hususiyle müşterek avaryadan olan bir zarara, uğrıyan sigortalı, dispeçte bu zarar için takdir edilmiş olan paradan fazlasını sigortacıdan istemek hakkını haiz olmıyacağı gibi sigortacı da, sigorta değeri hiç gözetilmeksizin, dispeçte takdir edilen paranın tamamını ödemekle mükelleftir.
Dispeçin yapıldığı yerin hukukuna göre zarar müşterek avaryadan sayılmamakta ise sigortalı, zararın diğer bir hukuka göre ve hususiyle sigortanın yapıldığı yerin hukukuna göre müşterek avaryadan olduğu sebebine dayanarak sigortacıdan zararın tazminini istiyemez.
2. İSTİSNA:
Madde 1395 - Sigortacı, 1394 üncü maddede yazılı ve fakat kendisinin sigorta mukavelesine göre mesul olmıyacağı bir kazadan doğmuş olan garame paylarını tazmin etmekle mükellef değildir.
3. SİGORTACININ İTİRAZI:
Madde 1396 - Dispeç kanunen salahiyetli bir kimse tarafından yapılmışsa sigortacı, bu dispeçin yapıldığı yabancı memleket hukukuna uygun olmadığını ve bu yüzden sigortalıya zarar verdiğini ileri sürerek itirazda bulunamaz; meğer ki, sigortalı kendi haklarını gereği gibi gözetmemek yüzünden bu zararlara sebep olmuş bulunsun. Bununla beraber sigortalı kendi zararından menfaat görenlere karşı olan haklarını sigortacıya devretmeye mecburdur.
Buna mukabil sigortalının uğradığı zararın dispeç yapılan yabancı memleketin hukukuna göre tazmini lazım gelmezken bu zarar müşterek avarya olarak muameleye tabi tutulmuşsa sigortacı sigortalıya karşı, dispeçi o nispette hükümsüz olarak telakki edebilir.
4. SİGORTALININ ALACAKLI OLDUĞU GARAME PAYLARI SEBEBİYLE SİGORTACININ MESULİYETİ:
Madde 1397 - Müşterek avaryadan sayılan veya müşterek avarya hükümlerine tabi tutulan zararlara uğramış olmasından dolayı sigortalının müşterek avarya hükümleri uyarınca üçüncü şahıstan alacaklı bulunması halinde sigortacı, ancak usulüne göre dispeç yapılmış olduğu takdirde ve (Tazminat alacağının alınması neticesine ulaştırmayacağı anlaşılan davalar hariç) sigortalının hakkını aramak için gerekli bütün tedbirlere başvurmuş olmasına rağmen üçüncü şahıstan alacağını alamamış olduğu nispette mesuldür,
5. KUSUR OLMAKSIZIN DİSPEÇİN YAPILMAMASI:
Madde 1398 - Sigortalının kusuru olmaksızın dispeç yapılmamış ise sigortalı sigorta mukavelesi uyarınca bütün zararlar için sigortacıya doğrudan doğruya müracaat edebilir.
E - SİGORTACININ MESULİYETİ:
I - EN YÜKSEK HADDİ:
Madde 1399 - Sigortacı zarardan ancak sigorta bedeli tutarınca mesuldür.
Sigortacı, bu yüzden ödenecek tazminatın tamamı sigorta bedelini geçse bile 1393 üncü maddenin 3 ve 4 üncü bentlerinde yazılı masrafların hepsini ödemeye mecburdur.
Bir kazadan sonra yeni bir kaza meydana gelecek olursa sigortacı aşağıdaki hallerde önceki kaza dolayısiyle mesul olduğu masraflar ve garame payları hesaba katılmaksızın sonraki kazadan doğan zararlardan dahi bütün sigorta bedeli tutarınca mesul olur:
1. Önceki kaza neticesinde yukarıki fıkrada bildirilen mahiyetteki masrafların (Mesela geminin tekrar satınalınması veya itiraz masrafları) yapılmış bulunması;
2. Önceki kasa neticesinde zarara uğramış şeylerin tamiri veya eski hale konulması için para sarf edilmiş (Mesela aynı maksatla avarya masrafı ödenmiş) olması;
3. Yeni kazadan önce, sigortalı tarafından önceki kaza dolayısiyle müşterek avarya garameleri ödenmiş veya böyle garamelerin ödenmesi için şahsen borç altına girilmiş olması.
II - MESULİYETİN TAHDİDİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1400 - Sigortacı bir kaza çıktıktan sonra sigorta bedelinin tamamını ödemek suretiyle sigorta mukavelesinden doğan diğer bütün borçlardan ve hususiyle sigorta edilen şeylerin kurtarılması, korunması ve eski hallerine getirilmesi için lüzumlu masrafları vermekten kurtulabilir.
Kaza sırasında sigorta olunan şeylerin bir kısmı sigortacıya ait olan riziko dışında kalmış bulunursa 1 inci fıkrada yazılı hakkı kullanan sigortacı, sigorta bedelinin onlara düşen kısmını ödemeye mecbur değildir.
Sigortacı sigorta bedelini ödemekle sigorta olunan şeyler üzerinde bir hak elde etmiş olmaz.
Sigortacının yukarda yazılı hakkı kullanmak istediğini bildiren beyanı sigortalıya ulaşmış olmadıkça sigortacı; sigorta bedelini ödemiş bulunsa bile sigorta edilen şeylerin kurtarılması, korunması veya eski hale getirilmesi için yapılan masrafları tazmin etmekle mükelleftir.
2. MÜDDET:
Madde 1401 - Sigortacı 1400 üncü maddedeki hakkı kullanma hususundaki kararını sigortalıya, sigortalının kazayı ve bu kazanın mahiyetini ve bundan doğrudan doğruya doğan neticeleri ve kendisince bilinen ve kazaya taalluk eden diğer bütün halleri kendisine bildirdiği günün geçmesinden itibaren en geç üç gün içinde bildirmeye mecburdur; bu müddet içinde ihbarda bulunmazsa 1400 üncü maddede yazılı hakkı düşer.
III - SİGORTA DEĞERİNİN ALTINDA SİGORTA HALİNDE:
Madde 1402 - Sigorta tam değer üzerinden yapılmamışsa sigortacı, 1393 üncü maddede yazılı garame payları, fedakarlıklar ve masraflardan ancak sigorta bedelinin sigorta değerine olan nispetine göre mesul olur.
IV - SONRAKİ KAZALAR ÜZERİNE:
Madde 1403 - Sigortacının bir zararı tazmin borcu, sonradan sigortacıya ait olmıyan bir riziko neticesinde yeni bir zararın ve hatta tam bir ziyaın hadis olmasiyle ne düşer ne değişir.
V - MUAFLIK:
1. HUSUSİ AVARYA HALİNDE:
Madde 1404 - (Değişik madde: 12/10/1983 - 2915/2 md.)
Aksine sözleşme yoksa, hususi avaryalar, 1393 üncü maddenin 4 üncü bendindeki zararın tespiti masrafları hesaba katılmaksızın sigorta değerinin yüzde üçünü geçmedikçe sigortacı bunları ödemez; fakat yüzde üçü geçerse yüzde üç indirilmeksizin tam olarak tazmin eder.
Gemi, müddet üzerine veya birden çok yolculuk için sigorta ettirilmiş ise yüzde üç her bir yolculuk için ayrıca hesap edilir. Yolculuk mefhumu 1238 inci maddeye göre tayin olunur.
2. ÖDENMESİ MECBURİ MASRAFLAR:
Madde 1405 - Sigortacı 1393 üncü maddenin 1 - 3 sayılı bentlerinde yazılı garame paylarını, fedakarlıkları ve masrafları sigorta değerinin yüzde üçüne varmasalar bile ödemeye mecburdur. Ancak bunlar 1404 üncü maddede yazılı yüzde üçün tesbitinde hesaba katılmaz.
3. HUSUSİ MUKAVELELER:
Madde 1406 - (Değişik madde: 12/10/1983 - 2915/3 md.)
Sigortacının mukavelede gösterilen nispette muaf olacağı kabul edilmiş bulunduğu takdirde yüzde üç yerine bu nispet esas alınmak suretiyle, 1404 ve 1405 inci maddeler uygulanır.
VI - HUSUSİ KAYITLAR:
1. HARB RİZİKOSU HAKKINDA:
A - "HARB ENGELLERİ FRANKODUR" KAYDI:
Madde 1407 - Sigortacının harb rizikolarını üstüne almıyacağı ve diğer rizikolar için de sigortanın yalnız harb yüzünden bir engel çıkmasına kadar süreceği kararlaştırılmış hususiyle "Harb manileri frankodur" kaydı poliçede yazılmışsa sigortacı için riziko; harb rizikosunun yolculuk üzerinde tesir etmeye başladığı, bilhassa yolculuğun başlaması veya devamı harb gemileri, korsanlar veya abluka yüzünden sekteye uğradığı veya harb rizikosunu bertaraf etmek için geciktirildiği gemi böyle bir sebeple yolunu değiştirdiği veyahut da kaptan harb yüzünden gemiyi artık serbestçe idare edemez hale düştüğü anda biter.
B - "YALNIZ DENİZ RİZİKOSU İÇİN" KAYDI:
Madde 1408 - Sigortacının harb rizikosunu üstüne almıyacağı ve fakat bütün diğer rizikoları harb yüzünden bir engel çıkmasından sonra dahi üstüne alacağı kararlaştırılmış, hususiyle "Yalnız deniz rizikosu için" kaydı poliçede yazılmışsa sigortacı için riziko; ancak sigorta olunan şeye mütaallik mahkumiyet karariyle veya harb rizikosu istisna edilmiş olmasaydı rizikonun bitmiş olacağı anda biter. Fakat sigortacı doğrudan doğruya harb rizikosu yüzünden doğan zararlardan ve bilhassa şunlardan mesul değildir:
1. Muharip devletlerin müsaderesinden;
2. Harb gemileri ve korsanların zabıt ve tahrip, imha ve yağmalarından;
3. Tevkif ve itiraz, durma limanının ablukası veya abluka edilen bir limana kabul edilmemek yahut da harb rizikosu dolayısiyle ihtiyari durma yüzünden çıkan masraflardan;
4. Böyle bir durmanın aşağıda yazılı neticelerinden; malların bozulması ve azalması; boşaltma ve depo masraf ve rizikosu, sonradan sevk masrafları.
Tereddüt halinde harb rizikosunun zarara sebebiyet vermediği kabul edilir.
2. "SALİMEN MUVASSALAT İÇİN" KAYDI:
Madde 1409 - Mukavele "Salimen muvasalat için" kaydiyle yapılmışsa sigortacı için riziko, geminin varma limanında mutat veya münasıp yere demir attığı veya bağlandığı anda biter.
Sigortacı da ancak aşağıdaki hallerde mesul olur:
1. Geminin sigortası halinde gemi tamamen zayi olur veya 1420 nci madde gereğince bırakılır yahut bir kaza yüzünden varma limanına ulaşılmadan önce tamir kabul etmediği veya tamire değmediği için 1432 nci madde gereğince satılırsa;
2. Malların sigortası halinde bir kaza neticesinde mallar veya malların bir kısmı varma limanına ulaşmaz, hususiyle varma limanına ulaşmadan önce bir kaza neticesinde satılırsa; şu kadar ki, mallar varma limanına ulaşmış olursa sigortacı bir hasardan veya hasar neticesindeki zıyadan mesul olmaz.
Bundan başka, sigortacı hiçbir halde 1393 üncü maddede yazılı garame payları ile fedakarlıkları ve masrafları çekmez.
3. "KARAYA OTURMADAN BAŞKA HASAR FRANKODUR" KAYDI:
Madde 1410 - Mukavele "Karaya oturmadan başka hasar frankodur" kaydı ile yapılmışsa sigortacı hasardan doğmuş bir zarardan; bu zararın kıymet düşüklüğü yahut tamamen veya kısmen zıyadan ibaret olması ve hususiyle malların varma limanına tamamen bozulmuş ve asli vasıfları kaybolmuş bir halde olarak ulaşması yahut hasar veya büsbütün mahvolmak tehlikesi yüzünden yolculuk sırasında satılmış olmaları halleri arasında bir fark gözetilmeksizin mesul olmaz; meğer ki, sigorta edilen malların yüklü bulunduğu gemi veya mavna karaya oturmuş olsun. Alabora, batma, teknenin kırılması, geminin parçalanması ve gemi veya mavnayı tamir kabul etmez bir hale sokan bir deniz kazası karaya oturma gibidir.
Karaya oturma veya buna eşit sayılan bir deniz kazası halinde sigortacı böyle bir deniz kazasından doğan ve 1404 üncü maddede yazılı yüzde üçü aşan her hasardan mesul olup başka bir hasardan mesul olmaz. Hasarın böyle bir kazadan doğduğuna ihtimal verilebilirse onun kaza neticesinde meydana gelmiş olduğu kabul olunur.
Sigortacı hasardan doğmuş olmıyan her zarardan; karaya oturma gibi kazalardan birinin olup olmadığı aranmaksızın, mukavele sanki yukardaki kaydolunmaksızın yapılmış gibi mesul olur. 1393 üncü maddenin 1, 2 ve 4 üncü bentlerinde yazılı garame payları, fedakarlıklar ve masraflardan her halde mesul olursa da aynı maddenin 3 üncü bendinde yazılı masraflardan ancak kendisine düşecek bir zıyaın önüne geçilmesi için yapılmış olmaları şartiyle mesul olur.
Kendiliğinden ateş alma hali hariç yangın veya böyle bir yangını söndürme yahut bombardıman yüzünden doğan bir hasardan "Karaya oturmadan başka hasar frankodur" kaydı konulmuş olsa dahi, sigortacı mesul olur.
4. "KARAYA OTURMADAN BAŞKA KIRILMA VE PARÇALANMA FRANKODUR" KAYDI:
Madde 1411 - Mukavele "Karaya oturmadan başka kırılma ve parçalanma frankodur" kaydiyle yapılmışsa sigortacı ancak 1410 uncu maddeye göre hasardan mesul olduğu nispette kırılma ve parçalanmadan mesul olur.
5. KARAYA OTURMA TABİRİ:
Madde 1412 - Aşağıdaki hallerde 1410 ve 1411 inci maddelere göre "Karaya oturma" vardır:
1. Gemi deniz yolculuğunun mutat hallerinden olmıyarak bir yere saplanıp kalır ve tekrar yüzdürülemezse;
2. Yere saplanan gemi demir üzerinde hisalamak, yelken toplamak gibi alelade tedbirlerle değil direkler kesmek, yükün bir kısmını denize atmak veya boşaltmak gibi fevkalade tedbirlerle yahut suların fevkalade yükselmesi suretiyle, yüzdürülürse;
3. Gemi teknesi saplanma yüzünden önemli bir zarara uğradıktan sonra gemi yüzdürülürse.
BEŞİNCİ KISIM : ZARARIN ŞÜMULÜ
A - TAM ZIYA:
I - HALLER:
1. GEMİ VEYA YÜK:
Madde 1413 - Gemi veya mallar yok olmuş veya bir daha elde etmek ihtimali olmaksızın sigortalının elinden çıkmış, hususiyle kurtarılamıyacak surette batmış veya asli vasıfları kaybolmuş yahut ganimet olduğuna karar verilmişse gemi veya mal için tam zıya vardır. Gemi enkazının veya demirbaş teferruatının tek-tük parçaları kurtarılırsa bile tam zıya var sayılır.
2. NAVLUN:
Madde 1414 - Navlun için tam zıya, bütün navlunun kaybolması halinde var sayılır.
3. UMULAN KAR VEYA KOMİSYON:
Madde 1415 - Malların varma yerine ulaşması halinde beklenilen komisyon veya umulan kar için tam zıya, malların varma yerine ulaşmamaları halinde var sayılır.
4. DENİZ ÖDÜNCÜ VEYA AVARYA PARALARI:
Madde 1416 - Deniz ödüncü ile avarya paraları için tam zıya; deniz ödüncüne karşı rehnedilen şeylerle kendileri için avarya paraları avans olarak verilen veya harcanan şeylerin tam zıyaa uğramaları veyahut da; alınan deniz ödünçleri veya sair takyitler neticesinde mezkur paraları karşılamak için hiçbir şey kalmıyacak şekilde bir hasarla neticelenen diğer bir deniz kazasına uğramaları halinde var sayılır.
II- TAZMİNAT:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1417 - Tam zıya halinde sigortacı sigorta bedelini tam olarak ödemeye mecburdur. 1357 nci madde hükmünce yapılacak indirmeler mahfuzdur.
2. İNDİRİLME:
A - KISMİ KURTARMA HALİNDE:
Madde 1418 - Tam zıya halinde sigorta bedelinin ödenmesinden önce bir şey kurtarılmış olursa bunun satış bedeli sigorta bedelinden indirilir. Sigorta tam değer üzerinden yapılmamışsa sigorta bedelinden yalnız kurtarılan şeyin satış bedelinin sigorta değeriyle mütenasip bir kısmı indirilir.
Sigorta bedelinin ödenmesiyle sigortalının sigorta edilmiş şey üzerindeki hakları sigortacıya geçer.
Sigorta bedeli ödendikten sonra tam veya kısmi bir kurtarma yapılırsa sonradan kurtarılan şeyler üzerinde yalnız sigortacı hak iddia edebilir. Sigorta tam değer üzerinden yapılmamışsa sigortacı yalnız kurtarılan şeylerin sigorta değeriyle mütenasip bir kısmına hak kazanır.
B - UMULAN KARIN ZIYAI HALİNDE:
Madde 1419 - Umulan karın 1415 inci maddede yazılı tam zıyaı halinde mallar safi satış bedeli malların sigorta değerini aşacak kadar karlı bir surette satılmış olur yahut müşterek avarya hallerinde feda edilmiş olan veya 1001, 1112 nci maddelere göre tazminat verilmesi lazımgelen mallar için sigorta değerlerinden fazla bir para tazmin edilmiş olursa, aşan para umulan karın sigorta bedelinden indirilir.
III - BIRAKMA:
1. ŞARTLARI:
Madde 1420 - Sigortalı aşağıdaki hallerde sigorta edilen şey üzerinde haiz olduğu hakları devrederek sigorta bedelinin tamamının ödenmesini istiyebilir:
1. Gemi aşağıdaki maddeler hükmünce gaip sayılırsa;
2. Gemi veya malların ambargo edilmiş, muharib bir devlet tarafından müsadere olunmuş veya başka suretle bir amme tasarrufiyle alıkonulmuş yahut deniz haydutları tarafından zaptedilmiş olması sebebiyle sigortanın mevzuu olan şey tehlikeye maruz bulunur ve bu olaylar;
A) Akdeniz, Karadeniz ve Azak denizinin bütün limanları veya kısımları da dahil olmak üzere bir Avrupa limanında veya Avrupa denizinde vaki olmuşsa altı ay;
B) Ümit ve Horn burunlarının berisinde olmak üzere başka sularda vaki olmuşsa dokuz ay;
C) Bu burunlardan birinin ötesinde olmak üzere başka sularda vaki olmuşsa 12 ay; geçtiği halde gemi ve mallar serbest bırakılmamış olursa.
Bu müddetler kazanın 1377 nci madde gereğince sigortacıya sigortalı tarafından bildirildiği günden itibaren hesap olunur.
2. GEMİNİN GAİPLİĞİ:
A - UMUMİ OLARAK:
Madde 1421 - Yolculuğa başlamış olan gemi gaiplik müddeti içinde varma limanına ulaşmamış ve bu müddet içinde de ilgililer ondan haber almamışlarsa gaip sayılır.
Gaiplik müddeti:
1. Kalkma ve varma limanlarının her ikisi de Avrupa limanlarından ise yelkenli için altı, vapur için dört ay;
2. Kalkma ve varma limanlarından yalnız biri Avrupa dışında bir liman olur ve Ümit yahut Horn burunlarının berisinde bulunursa, yelkenli ve vapur için dokuz ay; bu burunlardan birinin ötesinde bulunursa yelkenli ve vapur için 12 ay;
3. Hem kalkma ve hem varma limanı Avrupa dışında bulunursa yolculuğun ortalama müddeti iki veya üç ayı geçmediğine yahut üç aydan fazla sürdüğüne göre yelkenli ve vapur için altı, dokuz veya on iki aydır.
Tereddüt halinde en uzun müddet beklenir.
B - MÜDDETİN BAŞLANGICI:
Madde 1422 - Gaiplik müddeti, geminin yolculuğa başladığı günden itibaren hesap olunur. Bununla beraber kalktıktan sonra gemi hakkında haber alınmışsa gemi, emin olan habere göre son olarak bulunduğu yerden kalkmış olsaydı hangi gün yolculuğa başladığı gün sayılacak idi ise o günden itibaren gaiplik müddeti hesap olunur
3. BIRAKMA MÜDDETİ:
A - UMUMİ OLARAK:
Madde 1423 - Bırakma beyanının sigortacıya bırakma müddeti içinde vasıl olması lazımdır.
1420 nci maddenin birinci bendinde yazılı gaiplik halinde varma limanı bir Avrupa limanı ise ve aynı maddenin ikinci bendinde yazılı olaylardan, birinin vukuu halinde olay Akdenizin, Karadenizin ve Azakdenizinin bütün liman veya kısımları da dahil olmak üzere bir Avrupa limanında veya bir Avrupa denizinde vaki olmuşsa bırakma süresi altı ay ve bütün diğer hallerde dokuz aydır. Bu süre 1420 ve 1421 inci maddelerde yazılı müddetlerin bitmesiyle işlemeye başlar.
Mükerrer sigorta halinde bırakma müddeti sigortacının bırakmayı mükerrer sigortalıya bildirdiği günün geçmesiyle işlemeye başlar.
B - BIRAKMA MÜDDETİNİN GEÇMESİ HALİ:
Madde 1424 - Bırakma müddeti geçtikten sonra bırakma caiz değildir, şu kadar ki ; sigortalının diğer sebepler dolayısiyle bir zararın tazminini istemek hakkı mahfuzdur.
Geminin gaipliği halinde bırakma müddetinin geçmiş olmasına rağmen sigortalı tam zıya için tazminat istiyebilir; şu kadar ki; sigorta edilmiş şey tekrar meydana çıkarak tam zıya halinin mevcut olmadığı anlaşılırsa sigortacının talebi üzerine ve sigorta bedelinin ödenmesi neticesinde 1418 inci maddeye göre elde ettiği haklardan feragat etmesi karşılığında sigorta bedelini geri vererek uğradığı kısmı zararın tazmin edilmesiyle iktifa etmeye mecburdur.
4. BIRAKMA BEYANI:
A - SIHHAT ŞARTLARI:
Madde 1425 - Bırakma beyanının muteber olması için kayıtsız ve şartsız yapılması ve sigorta edilmiş şeyin kaza sırasında deniz rizikolarına maruz bulundukça tamamına taalluk etmesi lazımdır.
Sigorta tam değer üzerinden yapılmamışsa sigortalı sigorta edilmiş şeyin ancak mütenasip kısmını bırakmak mecburiyetindedir.
Bırakma beyanından cayılmaz.
B - HÜKÜMSÜZLÜĞÜ:
Madde 1426 - Bırakma beyanının dayandığı olaylar doğru çıkmaz veya beyanın tebliği sırasında artık mevcut olmazsa, bırakma beyanı hükümsüz kalır. Buna mukabil daha önce başgöstermesi halinde bırakma hakkının kullanılmasına mani olabilecek olaylar sonradan çıksa bile bırakma beyanı her iki tarafı bağlar.
5. HÜKÜMLERİ:
A - BIRAKILAN ŞEY ÜZERİNDEKİ HAKLARIN SİGORTACIYA GEÇMESİ:
Madde 1427 - Sigortalının bırakılan şey üzerinde haiz olduğu bütün haklar bırakma beyanı ile sigortacıya geçer.
Bırakılan şeyi bırakma beyanı sırasında takyit eden aynı haklar sebebiyle sigortalı sigortacıya teminat göstermeye mecburdur; meğer ki; bu ayni haklar sigorta mukavelesine göre sigortacının mesul olduğu rizikolardan doğmuş olsun.
Geminin bırakılması halinde bırakma beyanından sonra kazanılmış olmak şartiyle, kazanın vukubulduğu yolculuğun safi navlunu geminin sigortacısına ait olur. Navlunun bu kısmı mesafe navlunun tesbiti için tatbik olunacak hükümlere göre hesap olunur. Bu hal ve vaziyet dolayısiyle sigortalının uğradığı zararı ödemek, navlun ayrı olarak sigorta ettirilmiş olduğu takdirde, navlunun sigortacısına düşer.
B - SİGORTA BEDELİNİN ÖDENMESİ:
Madde 1428 - Sigorta bedelinin ödenmesi ancak bırakmanın haklı olduğunu gösteren vesikalar sigortacıya ibraz olunduktan ve bunları incelemek için münasip bir müddet geçtikten sonra istenebilir. Bırakma gaiplik sebebiyle vaki olursa geminin kalkma limanından çıktığı tarih ile gaiplik müddeti içinde varma limanına ulaşmadığı hakkında güvenilir vesikaların ibrazı da lazımgelir.
Sigortalı; bırakma beyanı sırasında bırakılan şeye dair başka sigortaların yapılıp yapılmadığını, yapılmışsa hangilerinin yapılmış olduğunu, bırakılan şeyin deniz ödüncü veya başka kayıtlarla takyidedilip edilmediğini, edilmişse bunların nelerden ibaret olduğunu sigortacıya elinden geldiği kadar bildirmeye mecburdur. Bunlar bildirilmemiş ise sigortacı sonradan bildirilinceye kadar sigorta bedelini ödemeden imtina edebilir. Ödeme için bir müddet kararlaştırılmışsa, bu müddet ancak bildirmenin sonradan yapıldığı andan itibaren işlemeye başlar.
C - KORUMA TEDBİRLERİ:
Madde 1429 - Sigortalı bırakma beyanından sonra da 1378 inci madde gereğince sigorta edilmiş şeyleri kurtarmak ve daha büyük zararlara meydan vermemek için gereken tedbirleri almaya, sigortacının kendisi buna muktedir oluncaya kadar mecburdur.
Sigortalı zıyaa uğramış sayılan bir şeyin tekrar meydana çıktığını öğrenirse bunu sigortacıya derhal bildirmeye ve talebi üzerine kendisine o şeyin elde edilmesi veya paraya çevrilmesi için icabeden yardımda bulunmaya mecburdur.
Masrafları sigortacı öder; sigortalı talebederse kendisine münasip bir avans vermeye de mecburdur.
D - BIRAKMA SENEDİ:
Madde 1430 - Sigortalı; bırakmanın haklı olduğunu tanıyan sigortacıya, talebi üzerine masraflarını çekmek şartiyle, 1427 nci madde gereğince haklarını devrettiğini gösteren ve imzası noterce tasdikli bir bırakma senedi vermiye ve bırakılan şeylere ait vesikaları teslim etmeye mecburdur.
B - KISMİ HASAR:
I - GEMİDE:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1431 - Geminin kısmen hasara uğraması halinde zarar, 1198 ve 1199 uncu maddelere göre tayin edilecek tamir masraflarının tutarından ibarettir; şu kadar ki, bu masrafların, sigortacının üstüne aldığı rizikolardan doğan hasarlara mütaallik olması lazımdır.
2. GEMİNİN SATIŞI HALİNDE:
Madde 1432 - Geminin, 818 inci madde gereğince tamir kabul etmez veya tamire değmez bir halde bulunduğu 990 ıncı madde uyarınca mahkumiyet karariyle tesbit edilmişse sigortalı, sigortacıya karşı gemiyi veya enkazını açık artırma yolu ile sattırmaya salahiyetlidir. Satış halinde zarar, safi satış bedeliyle sigorta değeri arasındaki farktan ibarettir.
Sigortacının üstüne aldığı riziko ancak geminin veya enkazının satılmasiyle biter; sigortacı satış bedelinin tahsilinden de mesuldür.
Geminin tamire değmez bir halde bulunduğunu tayin için geminin hasara uğramadan önceki değeri tesbit olunurken, takselenmiş olsun olmasın, geminin sigorta değeri nazara alınmaz.
3. TAMİRE BAŞLANDIKTAN SONRA MEYDANA ÇIKAN ZARARLAR:
Madde 1433 - Kusuru olmaksızın sigortalıya meçhul kalmış olan mühim zararlar ancak sonradan meydana çıktığı takdirde tamirin başlamış olması keyfiyeti; sigortalının 1432 nci maddede yazılı hakkını kullanmasına mani olmaz.
Sigortalı hakkını, tamir başladıktan sonra kullanırsa, sigortacı yapılan tamir masraflarını da, gemi satıldığı zaman tamir sayesinde daha fazla bir bedel elde edildiği nispette ayrıca ödemeye mecburdur.
II - YÜKTE:
1. HASARA UĞRAMIŞ MALLAR:
Madde 1434 - Varma limanına hasarlı olarak ulaşan mallar için, bu malların limanda hasarlı halde haiz oldukları gayrisafi değerle aynı malların hasarsız olarak aynı limanda haiz olacakları değer mukayese olunarak, kaybettiği değerin yüzdesi tesbit olunmak lazımdır. Sigorta değerinin aynı miktarda yüzdesi zararın miktarı sayılır.
Malların hasarlı halde iken haiz oldukları değer, açık artırma yolu ile yapılacak satış ile veya sigortacı muvafakat ederse, değer biçme suretiyle tesbit olunur. Malların hasara uğramamış bir halde iken haiz oldukları değer 1112 nci maddenin 1 inci fıkrasına göre tayin edilir.
Muayene, değer biçme ve satış masrafları da sigortacıya düşer.
2. ZİYAA UĞRAMIŞ MALLAR:
Madde 1435 - Yükün bir kısmı yolda zıyaa uğradığı takdirde zıyaa uğrıyan yükün değeri bütün yükün yüzde kaçından ibaretse sigorta değerinin o miktar yüzdesi zarar sayılır.
3. SATILAN MALLAR:
Madde 1436 - Mallar yolculuk sırasında bir kaza dolayısiyle satılırsa zarar; malların navlunu, Gümrük Resmi ve satış masrafları çıkarıldıktan sonra kalan safi bedeliyle bunlara sigorta değeri arasındaki farktan ibarettir.
Sigortacının üstüne aldığı riziko ancak malların satılmasiyle biter; sigortacı satış bedelinin tahsilinden de mesuldür.
1393 - 1397 nci maddeler hükümleri mahfuzdur.
III- NAVLUNDA:
Madde 1437 - Navlunun kısmen kaybı halinde zarar, kararlaştırılmış navlunun ve eğer mukavele yoksa, mutat navlunun kaybolan kısmından ibarettir.
Navlun takselenmiş olup da taksenin 1350 nci maddenin 4 üncü fıkrasına göre sigortacının tazmin edeceği bir zarar için esas tutulması lazımgelirse zarar kararlaştırılan veya mutat navlunun kaybolan yüzdesine kadar taksenin yüzdesinden ibarettir.
IV - UMULAN KAR VEYA KOMİSYONDA:
Madde 1438 - Malların ulaşmasından beklenen komisyondan veya umulan kardan mahrum kalma halinde tazmine esas tutulacak zarar; malların hasarlı olarak ulaşmaları halinde 1434 üncü maddeye göre tesbit olunması lazımgelen zarar bunların sigorta değerinin yüzde kaçını teşkil ediyorsa kar veya komisyon olarak sigorta edilmiş olan paranın aynı miktarda yüzdesinden ibarettir.
Malların bir kısmının varma limanına ulaşmaması halinde zarar, malların varma limanına ulaşmıyan kısmı bütün malların değerinin yüzde kaçını teşkil ediyorsa, kar veya komisyon olarak sigorta edilmiş olan paranın aynı miktarda yüzdesinden ibarettir.
Umulan karın sigortası halinde malların ulaşmamış olan kısmı bakımından 1419 uncu maddenin şartları mevcut olursa, zarardan bu maddede yazılı fazlanın indirilmesi lazımdır.
V - DENİZ ÖDÜNCÜ VEYA AVARYA PARALARINDA:
Madde 1439 - Deniz ödüncü veya avarya paralarında kısmi kayıp varsa zarar; deniz ödüncüne karşı rehnedilmiş veya kendisi için avarya paraları avans olarak verilmiş veya sarf edilmiş şeyin sonraki kazalar neticesinde deniz ödüncü veya avarya paralarını kapatmaya artık kifayet etmemesi yüzünden ileri gelen açıktan ibarettir.
VI - TAZMİNATIN ŞÜMULÜ:
Madde 1440 - Sigorta tam değer üzerinden yapılmışsa sigortacı 1431 - 1439 uncu maddeler gereğince hesap edilen zararı tamamen ödemeye mecburdur; şu kadar ki, 1357 nci madde hükmü mahfuzdur. Sigorta tam değer üzerinden yapılmamışsa, sigortacı 1288 inci madde dairesinde bu zararı ancak kısmen öder.
ALTINCI KISIM : ZARARIN ÖDENMESİ
A - SİGORTACININ BORÇLARININ MUACCELİYETİ VE ZARARIN TAZMİNİ ŞARTLARI:
I - MUACCELİYET VE ZARARI İSPAT KÜLFETİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 1441 - Rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle sigortacının sigorta akdinden doğan borçları, 1377 nci madde hükmünce rizikoyu ihbar mükellefiyetinin doğduğu tarihte muaccel olur. Bununla beraber muacceliyetin, en geç, ikinci fıkrada gösterilen vesikaların sigortacıya verilmesi tarihinden gerçekleşeceği akitle kabul olunabilir.
Sigortalı zararın tazminini istiyebilmek için sigortacıya zararın hesabını gösteren bir liste vermeye ve kafi vesikalarla aşağıdaki hususları ispat etmeye mecburdur:
1. Menfaati;
2. Sigorta edilen şeyin deniz rizikolarına maruz kaldığını;
3. İddianın dayandığı kazayı;
4. Zararı ve şümulünü.
2. BAŞKASI HESABINA SİGORTA HALİNDE:
Madde 1442 - Başkası hesabına sigorta halinde sigortalı yukarıki maddede yazılı olanlardan başka, sigorta ettirene mukavelenin akdi hususunda vekalet verdiğini de ispata mecburdur. Sigorta vekalet olmaksızın yapılmışsa sigortalı, sigortanın kendi menfaatine yapıldığına delalet eden olayları ispat etmeye mecburdur.
II - VESİKALARIN MAHİYETLERİ:
Madde 1443 - Başka deliller bulmaktaki güçlük dolayısiyle ticari münasebetlerde kabul edilegelmekte olan vesikalar ve hususiyle aşağıda yazılı olanlar umumiyetle ispata kafi vesikalar sayılır:
1. Menfaati ispat için:
Geminin sigortasında, mülkiyeti tevsik eden senetler;
Yükün sigortasında, sigortalının mallar üzerinde tasarrufta bulunabileceğini gösteren faturalar ve konişmentolar;
Navlunun sigortasında, çarter partiler ve konişmentolar;
2. Malların yüklendiğini ispat için konişmentolar;
3. Kazayı ispat için 985 inci maddede yazılı deniz raporu ve gemi jurnalı, zabıt ve müsadere hallerinde zabıt ve müsadere mahkemesinin kararı, gaiplik hallerinde geminin kalkma limanından çıktığı zamana ve gaiplik müddeti içinde varma limanına ulaşmadığına dair güvenilebilir vesikalar;
4. Zararın ve şümulünün ispatı için, zararın tesbit olunduğu yerin kanun veya teamüllerine uygun muayene, değer biçme ve açık artırmaya dair vesikalarla bilir kişilerin keşif kağıtları, yapılmış olan tamirlerin makbuzlu hesap pusulaları ve verilmiş diğer paraların makbuzmarı (Bununla beraber 1431 ve 1432 nci maddelerde yazılı geminin kısmi zarara uğraması halinde muayene ve değer biçme vesikalariyle keşif kağıtları ancak aşınma, eskime, çürüme veya kurt yemesinden ileri gelen zarar ayrıca tesbit edilmiş olmak ve aynı zamanda mümkün olduğu derecede Hükümetçe resmen tayin edilen yahut o yer mahkemesi veya Türkiye Cumhuriyeti konsolosu tarafından ve bunlar yoksa yahut var da bunların iştiraklerine imkan bulunmamışsa, diğer resmi makam tarafından hususi surette nasbolunan bilir kişiler çağrılmış bulunmak şartiyle kifayet eder.)
III- İSPAT KÜLFETİNDEN MUAFLIK KAYDI:
Madde 1444 - Sigortalıyı 1441 inci maddede yazılı hallerin veya bu hallerden bir kısmının ispatından kurtaran mukavele muteberdir; şu kadarki, sigortacının hilafını ispat hakkı mahfuzdur. Malların sigortası halinde konişmentonun ibrazına lüzum olmadığına dair mukaveleye konulan kayıt ancak malların yüklenmiş olduğunu ispat külfetinden kurtarır.
B - BAŞKASI HESABINA SİGORTADA:
I - SİGORTALININ HAKLARI:
Madde 1445 - Başkası hesabına yapılan sigortada sigorta mukavelesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Bununla beraber poliçenin verilmesini, ancak sigorta ettiren istiyebilir.
Sigortalı, sigorta ettirenin muvafakati olmaksızın ancak poliçe elinde bulunduğu takdirde hakları üzerinde tasarruf edebileceği gibi bu hakları mahkemede iddia edebilir.
II - SİGORTA ETTİRENİN HAKLARI:
1. TASARRUF SALAHİYETİ:
Madde 1446 - Sigorta ettiren sigorta mukavelesinden sigortalı lehine doğan haklar üzerinde kendi namına tasarruf edebilir.
Sigorta ettiren sigortalının muvafakati olmaksızın, ödenecek paraları almaya ve sigortalının haklarını devretmeye ancak poliçe elinde bulunduğu takdirde salahiyetlidir.
Sigortacı, ancak sigorta ettiren, sigortalının sigortaya muvafakat ettiğini kendisine ispat etmek şartiyle, sigorta ettirene ödemede bulunmaya mecburdur.
2. HAPİS RÜÇHAN HAKKI:
Madde 1447 - Sigorta ettiren, sigorta ettirilmiş olan konudan dolayı sigortalıya karşı haiz olduğu alacaklar ödenmedikçe, poliçeyi sigortalıya veya onun alacaklılarına yahut iflas masasına teslime mecbur değildir. Bu alacakları için sigorta ettiren zarar halinde sigorta tazminatı üzerinde, sigorta paraları ödendikten sonra da onlar üzerinde, sigortalı ve onun alacaklarına karşı rüçhan hakkını haizdir.
3. SİGORTACININ SİGORTA ETTİRENE KARŞI MESULİYETİ:
Madde 1448 - Sigortacı, poliçe sigorta ettirenin elinde bulunduğu müddetçe sigortalıya veya sigortalının alacaklarına yahut iflas masasına ödemede bulunmak veya onlarla mukavele yapmak suretiyle sigorta ettirenin 1447 nci maddede yazılı hakkını ihlal ederse, sigorta ettirene karşı mesul olur.
Sigortacının poliçe üzerinde hakkı olan üçüncü şahsa karşı, bu hakka dair mukaveleler yapmak yahut poliçeyi geri almadan veya üzerine lazım gelen şerhi yapmadan sigorta paraları ödemek suretiyle dereceye kadar mesul olacağı Borçlar Kanunu hükümlerine göre tayin olunur.
III - TAKAS:
Madde 1449 - Sigortacı, sigorta ettirene karşı mevcut olan alacağını, bu alacak sigortalı için yapılan sigortadan doğmak şartiyle, sigortalının tazminat alacağı ile takas edebilir.
IV - TAZMİNAT ALACAĞININ DEVRİ:
Madde 1450 - Sigortalı, vukubulmuş ve ileride vukubulacak, kazalardan doğmuş ve ileride vukubulacak kazalardan doğacak olan tazminat alacaklarını üçüncü şahsa devredebilir. Poliçe emre yazılı ise başkası hesabına sigorta halinde ilk devrin muteber olması için sigorta ettirenin cirosu kafidir.
V - AVANS VERMEK MÜKELLEFİYETİ:
I. UMUMİ OLARAK:
Madde 1451 - Kazanın bildirilmesinden itibaren iki ay geçtikten sonra 1441 maddede yazılı zararın hesap listesi sigortalının kusuru olmaksızın ibraz olunmamış ve fakat takribi bir keşifle sigortacıya düşen en az para tesbit edilmiş olursa, sigortacı bu parayı kendi borcundan indirerek muvakkat olarak ödemekle mükelleftir. Ödeme müddeti zarar hesabının sigortacıya tebliğinden itibaren işlemeye başlıyacaksa bu halde müddet sigortacıya muvakkat keşfin haber verildiği andan itibaren hesap olunur.
2. HUSUSİ OLARAK:
Madde 1452 - Sigortacı:
1. Avarya hallerinde sigorta ettirilmiş şeyin kurtarılması, korunması veya tamiri için lüzumlu masraflara mütaallik olarak ilerde tesbit edilecek borcuna mahsuben kendisine düşen paranın üçte ikisini;
2. Geminin veya malların zaptı halinde itiraz masraflarından kendisine düşen paraların tamamını; ihtiyaç hasıl olur olmaz, avans olarak vermekle mükelleftir.
YEDİNCİ KISIM : ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER
A - RİSTORNO:
I- RİSTORNO HAKKI:
Madde 1453 - Sigortalı, sigortanın taalluk ettiği teşebbüsten tamamen veya kısmen vazgeçer yahut kendi yüzünden olmamak şartiyle sigorta edilen şeyin tamamı veya bir kısmı sigortacının üstüne aldığı rizikoya maruz bıraktırılmazsa, primin tamamı veya bir kısmı sigortacıya ait olan bir ristorno hakkı mahfuz kalmak üzere geri istenebilir yahut alıkonulabilir.
Ristorno hakkı, başka bir para kararlaştırılmış değilse yahut sigortanın yapıldığı yerde bu hususta teamül yoksa, sigorta bedelinin tamamının yahut mütenasip bir kısmının yüzde yarımından ve fakat prim sigorta bedelinin %1'inden az olursa primin tamamının veya mütenasip kısmının yarısından ibarettir.
II - PRİMİN İNDİRİLMESİ:
Madde 1454 - Sigorta, 1339 uncu maddede yazılı menfaatin yokluğundan yahut 1345 inci madde gereğince aşkın sigortadan dolayı hükümsüz olup da sigorta ettiren mukavelenin yapıldığı sırada ve başkası hesabına sigorta halinde de sigortalı vekalet verildiği sırada hüsnüniyet sahibi idiyse prim kezalik 1453 üncü maddede gösterilen ristorno hakkı mahfuz kalmak üzere geri istenebilir veya alıkonulabilir.
III - MUKAVELENİN SİGORTACI İÇİN HÜKÜMSÜZ KALMASI HALİNDE:
Madde 1455 - İhbar mükellefiyetinin yerine getirilmemesinden veya diğer bir sebepten dolayı sigorta akdinin sigortacı için hükümsüz olması, bu hükümsüzlüğe rağmen sigortacı primin tamamını isteme salahiyetini haiz olsa bile, 1453 ve 1454 üncü maddelerin tatbikina engel olmaz.
IV - RİZİKONUN BAŞLAMIŞ OLMASI HALİNDE:
Madde 1456 - Sigortacı için riziko başlamış bulunursa bir ristorno yapılamaz.
B - SİGORTACININ ACZİ:
MADDDE 1457 (ayrıca bkz. Yeni TTK Madde 1417; 1418)- Sigortacı acze düşmüşse, sigortalı dilerse mukaveleden cayarak bütün primi geri ister veya alıkor, dilerse masrafı sigortacıya ait olmak üzere yeni bir sigorta mukavelesi yapar; şu kadar ki, sigortalı mukaveleden caymadan veya yeni sigorta mukavelesi yapmadan önce sigortacının mükellefiyetleri için kafi teminat gösterilirse, böyle bir hakkı kalmaz.
C - SİGORTA EDİLEN ŞEYİN TEMLİKİ:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 1458 - Sigorta edilen şey sigortalı tarafından başkasına temlik olunursa iktisap eden kimse, mülkiyeti devam ettikçe sigortalının sigorta münasebetinden doğan hak ve borçlarını üzerine almış sayılır. Prim borcundan, temlik eden ile iktisap eden müteselsilen mesuldürler.
Sigortacı temliki, sigorta münasebetinden kendisine karşı doğan alacaklar bakımından, ancak bunu haber aldığı andan itibaren kabule mecburdur. Borçlar Kanununun 165 ve 167 nci maddeleri hükümleri burada da tatbik olunur.
Sigortacı, temlikin yapılmamış olması halinde çıkmıyacak olan rizikolardan mesul olmaz.
İktisap eden bir ihbar müddeti gözetmeksizin sigorta mukavelesini feshedebilir. Feshi ihbar hakkı iktisap ettikten sonra bir ay içinde kullanılmazsa düşer, şu kadar ki, iktisap edenin sigortadan haberi olmadığı takdirde, feshi ihbar hakkı sigortayı haber aldığı andan itibaren bir ay geçinceye kadar baki kalır. İktisap eden feshi ihbar ederse, primden mesul olmaz.
Sigorta olunan şeyin cebri satışı halinde de yukardaki fıkraların hükümleri tatbik olunur.
II - GEMİNİN VEYA PAYININ TEMLİKİ HALİNDE:
Madde 1459 - Yukarki madde hükümleri bir gemi payının sigortası halinde de tatbik olunur.
Gemi sigorta edilmişse bu hükümler ancak gemi bir yolculuk sırasında temlik edildiği takdirde tatbik olunur. Yolculuğun başlangıcı ve sonu 1382 nci maddeye göre tayin olunur. Gemi muaayyen bir müddet veya birden fazla yolculuk için sigorta edilmiş ise, geminin yolculuklardan biri sırasında temliki halinde sigorta ancak geminin en yakın varma limanında boşaltılmasına kadar uzar.