A. Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi
MADDE 131- Asıl borç ifa ya da diğer bir
sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna
bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.
İşlemiş faizin ve ceza koşulunun
ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle
saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa,
bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.
Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve
konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.
B. İbra
MADDE 132- Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca
belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı
olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan
kaldırılabilir.
C. Yenileme
I. Genel olarak
MADDE 133- Yeni bir borçla mevcut bir borcun
sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur.
Özellikle mevcut borç için
kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir
kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri
olmadıkça yenileme sayılmaz.
II. Cari hesaplarda
MADDE 134- Çeşitli kalemlerin bir cari hesaba
sadece kaydedilmiş olması, borcun yenilenmiş olduğu anlamına gelmez.
Ancak, hesabın kesilmiş ve hesap
sonucu diğer tarafça kabul edilmiş olması durumunda, borç yenilenmiş olur.
Kalemlerden birinin güvencesi varsa,
aksi kararlaştırılmadıkça, hesap kesilip sonucun kabul edilmiş olması,
güvenceyi sona erdirmez.
D. Birleşme
MADDE 135- Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı
kişide birleşmesiyle borç sona erer. Ancak, üçüncü kişilerin alacak üzerinde
önceden mevcut olan hakları birleşmeden etkilenmez.
Birleşme geçmişe etkili olarak ortadan
kalkarsa, borç varlığını sürdürür.
Taşınmaz rehni ve kıymetli evraka
ilişkin özel hükümler saklıdır.
E. İfa imkânsızlığı
I. Genel olarak
MADDE 136- Borcun ifası borçlunun sorumlu
tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen
sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan
almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle
yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.
Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya
yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını
alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri
almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.
II. Kısmi ifa imkânsızlığı
MADDE 137- Borcun ifası borçlunun sorumlu
tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece
imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden
öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa,
borcun tamamı sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde,
bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa,
karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması
veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık
hükümleri uygulanır.
III. Aşırı ifa güçlüğü
MADDE 138- Sözleşmenin yapıldığı sırada
taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum,
borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı
sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına
aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz
ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı
tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara
uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına
sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının
yerine fesih hakkını kullanır.
Bu madde hükmü yabancı para
borçlarında da uygulanır.
F. Takas
I. Koşulları
1. Genel olarak
MADDE 139- İki kişi, karşılıklı olarak bir
miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her
iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.
Alacaklardan biri çekişmeli olsa
bile takas ileri sürülebilir.
Zamanaşımına uğramış bir alacağın
takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması
koşuluyla ileri sürülebilir.
2. Kefalet hâlinde
MADDE 140- Asıl borçlunun takası ileri sürme
hakkı bulundukça, kefili de alacaklıya ifada bulunmaktan kaçınabilir.
3. Üçüncü kişi yararına sözleşme hâlinde
MADDE 141- Üçüncü kişi yararına borçlanan
kişi, bu borcu ile sözleşmenin diğer tarafından olan alacağını
takas edemez.
4. Borçlunun iflası hâlinde
MADDE 142- Borçlunun iflası hâlinde
alacaklılar, muaccel olmasalar bile, alacaklarını, müflise olan borçları ile
takas edebilirler.
II. Hükümleri
MADDE 143- Takas, ancak borçlunun takas
iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir. Bu durumda her iki borç, takas
edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer.
Cari hesapla ilgili ticarete ilişkin
özel teamüller saklıdır.
III. Alacaklının rızasıyla takas edilebilir alacaklar
MADDE 144- Aşağıdaki alacaklar takas haklarının
doğumundan sonra, ancak alacaklıların rızasıyla takas edilebilir:
1. Tevdi edilmiş eşyanın geri
verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar.
2. Haksız olarak alınmış veya
aldatma sonucunda alıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bedeline
ilişkin alacaklar.
3. Nafaka ve işçi ücreti gibi,
borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan
alacaklıya verilmesi gereken alacaklar.
IV. Takastan feragat
MADDE 145- Borçlu, takas hakkından önceden de
feragat edebilir.