A. Sorumluluk
I. Genel olarak
MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille
başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir
hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar
veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
II. Zararın ve kusurun ispatı
MADDE 50- Zarar gören, zararını ve zarar
verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak
ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı
önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak
belirler.
III. Tazminat
1. Belirlenmesi
MADDE 51- Hâkim, tazminatın kapsamını ve
ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne
alarak belirler.
Tazminatın irat biçiminde ödenmesine
hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
2. İndirilmesi
MADDE 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile
razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat
yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise
hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan
tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet
de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
IV. Özel durumlar
1. Ölüm ve bedensel zarar
a. Ölüm
MADDE 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar
özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse
tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan
kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan
kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
b. Bedensel zarar
MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle
şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya
da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından
doğan kayıplar.
c. Belirlenmesi
MADDE 55- Destekten yoksun kalma zararları ile
bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre
hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile
ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez;
zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak
hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Bu Kanun hükümleri, her türlü idari
eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut
bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı
zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır.
d. Manevi tazminat
MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel
bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak,
zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar
verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm
hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun
bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
2. Haksız rekabet
MADDE 57- Gerçek olmayan haberlerin yayılması
veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer
davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme
tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun
varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.
Ticari işlere ait haksız rekabet
hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.
3. Kişilik hakkının zedelenmesi
MADDE 58- Kişilik hakkının zedelenmesinden
zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir
miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi
yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata
ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın
yayımlanmasına hükmedebilir.
4. Ayırt etme gücünün geçici
kaybı
MADDE 59- Ayırt etme gücünü geçici olarak
kaybeden kişi, bu sırada verdiği zararları gidermekle yükümlüdür. Ancak, ayırt
etme gücünü kaybetmede kusuru olmadığını ispat ederse, sorumluluktan kurtulur.
V. Sorumluluk sebeplerinin
çokluğu
1. Sebeplerin yarışması
MADDE 60- Bir kişinin sorumluluğu, birden
çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça
veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan
sorumluluk sebebine göre karar verir.
2. Müteselsil sorumluluk
a. Dış ilişkide
MADDE 61- Birden çok kişi birlikte bir zarara
sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu
oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler
uygulanır.
b. İç ilişkide
MADDE 62- Tazminatın aynı zarardan sorumlu
müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar,
özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları
tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
Tazminatın kendi payına
düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil
sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.
VI. Hukuka aykırılığı kaldıran
hâller
1. Genel olarak
MADDE 63- Kanunun verdiği yetkiye dayanan ve
bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile, hukuka
aykırı sayılmaz.
Zarar görenin rızası, daha üstün
nitelikte özel veya kamusal yarar, zarar verenin davranışının haklı savunma
niteliği taşıması, yetkili kamu makamlarının müdahalesinin zamanında
sağlanamayacak olması durumunda kişinin hakkını kendi gücüyle koruması veya
zorunluluk hâllerinde de fiil, hukuka aykırı sayılmaz.
2. Sorumluluk
MADDE 64- Haklı savunmada bulunan, saldıranın
şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.
Kendisini veya başkasını açık
ya da yakın bir zarar tehlikesinden korumak için diğer bir kişinin mallarına
zarar verenin, bu zararı giderim yükümlülüğünü hâkim hakkaniyete göre belirler.
Hakkını kendi gücüyle koruma
durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını
zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının
önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa, verdiği zarardan
sorumlu tutulamaz.
B. Kusursuz sorumluluk
I. Hakkaniyet sorumluluğu
MADDE 65- Hakkaniyet gerektiriyorsa; hâkim,
ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zararın, tamamen veya kısmen
giderilmesine karar verir.
II. Özen sorumluluğu
1. Adam çalıştıranın
sorumluluğu
MADDE 66- Adam çalıştıran, çalışanın,
kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı
gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, çalışanını
seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken,
zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse,
sorumlu olmaz.
Bir işletmede adam çalıştıran,
işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu
ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı
gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, ödediği tazminat
için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu
hakkına sahiptir.
2. Hayvan bulunduranın
sorumluluğu
a. Giderim yükümlülüğü
MADDE 67- Bir hayvanın bakımını ve yönetimini
sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekle
yükümlüdür.
Hayvan bulunduran, bu zararın
doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu
olmaz.
Hayvan, bir başkası veya bir
başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın, bu
kişilere rücu hakkı saklıdır.
b. Alıkoyma hakkı
MADDE 68- Bir kişinin hayvanı, başkasının
taşınmazı üzerinde bir zarar verdiği takdirde, taşınmazın zilyedi, o hayvanı
yakalayabilir, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilir; hatta durum ve koşullar
haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hâle getirebilir.
Bu durumda, taşınmazın zilyedi
derhâl hayvan sahibine bilgi vermek ve sahibini bilmiyorsa, onun bulunması için
gerekli girişimleri yapmak zorundadır.
3. Yapı malikinin sorumluluğu
a. Giderim yükümlülüğü
MADDE 69- Bir binanın veya diğer yapı
eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki
eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
İntifa ve oturma hakkı sahipleri de,
binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte
müteselsilen sorumludurlar.
Sorumluların,
bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı
saklıdır.
b. Zarar tehlikesini önleme
MADDE 70- Bir başkasına ait bina veya diğer yapı eserlerinden zarar görme
tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu tehlikenin giderilmesi için gerekli
önlemlerin alınmasını hak sahiplerinden isteyebilir.
Kişilerin ve malların korunması
hakkındaki kamu hukuku kuralları saklıdır.
III. Tehlike sorumluluğu ve
denkleştirme
MADDE 71- Önemli ölçüde tehlike arzeden bir
işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve
varsa işleten müteselsilen sorumludur.
Bir işletmenin, mahiyeti veya
faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu
işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça
veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde
tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir
kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu
öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır.
Belirli bir tehlike hâli için
öngörülen özel sorumluluk hükümleri saklıdır.
Önemli ölçüde tehlike arzeden bir
işletmenin bu tür faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep
olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilirler.
C. Zamanaşımı
I. Kural
MADDE 72- Tazminat istemi, zarar görenin
zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her
hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına
uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü
cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.
Haksız fiil dolayısıyla zarar gören
bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi
zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
II. Rücu isteminde
MADDE 73- Rücu istemi, tazminatın tamamının
ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın
ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın
geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Tazminatın ödenmesi kendisinden
istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır.
Aksi takdirde zamanaşımı, bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre
yapılabileceği tarihte işlemeye başlar.
D. Yargılama
I. Ceza hukuku ile ilişkisinde
MADDE 74- Hâkim, zarar verenin kusurunun olup
olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza
hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından
verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun
değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini
bağlamaz.
II.Tazminat hükmünün
değiştirilmesi
MADDE 75- Bedensel zararın kapsamı, karar verme sırasında tam olarak belirlenemiyorsa
hâkim, kararın kesinleşmesinden başlayarak iki yıl içinde, tazminat hükmünü
değiştirme yetkisini saklı tutabilir.
III. Geçici ödemeler
MADDE 76- Zarar gören, iddiasının haklılığını
gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği
takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına
karar verebilir.
Davalının yaptığı geçici ödemeler,
hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının
aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.