Bir borcun temel özelliği mevcut bir yükümlülük içermesidir. Yükümlülük belli bir şekilde hareket etmeyi veya davranmayı gerektiren bir görev veya sorumluluktur. Bağlayıcı bir yasal anlaşmadan veya yasal bir mecburiyetten doğan yükümlülüklerin, normal olarak rastlandığı üzere, örneğin mal ve hizmet alımları karşılığında yüklenilen borçlarda olduğu gibi yasal yaptırımları olabilir. Diğer yandan yükümlülükler, iş yapma ilkelerinden, örf ve adetlerden ve iyi iş ilişkilerini korumak veya hakkaniyete uygun davranmak arzusundan da kaynaklanabilir. Örneğin, eğer bir işletme, garanti süreleri geçmiş olmasına rağmen ürünleri ile ilgili hatalardan doğan sorumlulukları yerine getirmeyi bir şirket politikası haline getirmişse, satılan mallarla ilgili olarak ortaya çıkması beklenen bu giderler şirket için borç olarak dikkate alınırlar.
Mevcut bir yükümlülükle ileriye dönük bir taahhüt arasında bir ayrım yapılması gerekir. İşletme yönetiminin ileriki bir zamanda varlık edinimine ilişkin kararı mevcut bir yükümlülüğün ortaya çıkmasına neden olmaz. Bir yükümlülüğün doğması için varlıkların işletmeye teslim edilmiş olması ya da işletmenin varlıkların edinimi için geri dönülemez bir sözleşmenin yapmış olması gerekir. Bir sözleşmenin geri dönülemez olma özelliği, sözleşmedeki yükümlülüğe uymama halinde, işletmenin önemli ceza ödemek zorunda kalması gibi nedenlerle işletmenin bozmak istemeyeceği sözleşmeler olmasıdır.
Mevcut bir yükümlülüğün yerine getirilmesi genellikle, ekonomik yarar sağlaması beklenen bir varlığın alacaklı olan tarafa verilmesi şeklinde olur. Mevcut yükümlülükler birkaç şekilde sona erebilir. Örneğin;
(a) Nakit ödemesi,
(b) Diğer varlıkların verilmesi,
(c) Hizmet sağlanması,
(d) Bir yükümlülüğün bir başka yükümlülükle değiştirilmesi,
(e) Yükümlülüğün özkaynaklara dönüştürülmesi.
Bir yükümlülük, alacaklının alacağından vazgeçmesi ya da alacak hakkını yitirmesi gibi durumlarda da sona erer.
Borçlar geçmişte olan işlemlerin veya gerçekleşen diğer olayların sonucunda oluşur. Örneğin, malların alımı veya hizmetlerin kullanımı, alım veya kullanım sırasında ya da önceden ödeme yapılmamışsa, ticari borç yaratır ya da bir bankadan kredi alınması halinde geri ödenmesi gereken bir borç doğar. Müşterilerinin yıllık alımları üzerinden daha sonra satış indirimleri uygulayan bir işletme de ileride yapacağı indirimleri borç olarak tahakkuk ettirmelidir. Bu durumda, işletmenin yapmış olduğu mal satışları aynı zamanda borç doğuran işlemler olmaktadır.
Bazı borçların tutarları sadece önemli
ölçülerde tahminlerde bulunarak belirlenebilir.
Bu tür borçlar işletmelerce karşılık olarak tanımlanmaktadır. Bazı işletmelerde borç tanımının çok dar bir
şekilde, sadece tutarının tahmin yapılmadan belli olması gereken borçları
içerecek şekilde, yapılmış olması
nedeniyle bu tür karşılıklar borç olarak kabul edilmemektedir. ''Borç, geçmiş
olaylardan kaynaklanan ve ödenmesi işletmenin ekonomik fayda sağlayabilecek
değerlerinde bir çıkışa neden olacak mevcut yükümlülüklerdir.'' tanımı daha geniş bir yaklaşımı takip etmektedir. Bu nedenle,
bir karşılık mevcut bir yükümlülükle ilgili ise ve borç tanımının diğer
özelliklerini de taşıyorsa, tutarının belirlenmesi için bir tahmin yapılması
gerekse bile borç olarak tanınmalıdır. Bu konudaki örnekler mevcut garanti
koşullarına göre yapılması gereken ödemeler ile emeklilikle ilgili ödemeler
için ayrılan karşılıkları içerir.
Borçların Tahakkuku
Mevcut bir
yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik yarar sağlanabilecek kaynakların
işletmeden çıkışı gerçekleşecekse ve ortadan kalkacak yükümlülük güvenilir bir
şekilde ölçümlenebiliyorsa bilançoda borç tahakkuku yapılır. Uygulamada, anlaşmalardan doğan birbirine
eşit yükümlülükler her iki tarafça yerine getirilmemişse, örneğin, sipariş
edilen mallar henüz teslim edilmemişse, finansal tablolarda genellikle borç
tahakkuku yapılmaz. Ancak, bazı özel
durumlarda anlaşmalardan doğan yükümlülükler borç tanımına girebilirler ve
tahakkuk ettirilmek için gereken şartları taşıyabilirler. Böyle durumlarda borç
tahakkuk ettirilmesi buna ilişkin bir varlığın da tahakkuk ettirilmesini ya da
giderin tanınmasını gerektirir.