![]() 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Yeni Kanun'da, anonim şirketlerin yönetim kurullarında bağımsız üyelerin yer almasını zorunlu kılacak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sadece 360. Maddede, eğer kurulda bağımsız üye var ise bunların, imtiyazlı paylara sahip ortaklar tarafından seçilemeyeceği anlamına gelen bir cümle bulunmaktadır. Türkiye'de bağımsız yönetim kurulu üyeleri ile ilgili düzenlemeler Sermaye Piyasası Mevzuatında bulunmaktadır. Bu makalede Bağımsız yönetim Kurulu Üyeliği kavramı ele alınmakta ve mevzuattaki ilgili düzenlemelere yer verilmektedir. Türkiye bağımsız üyeler konusundaki hukuki düzenlemeler tatmin edici bir seviyede olduğunu söylemek, en azından şu ana için zordur. Yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu ve Yeni Kanun'da, konuyla ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bağımsız yönetim kurulu üyeliği kavramına daha çok sermaye piyasası mevzuatında rastlanmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu Seri: VI, No:11 Tebliğinin 18. maddesine göre Gayri Menkul Yatırım Ortaklıklarının Yönetim Kurullarında en az 1/3 oranında bağımsız üyelere yer verilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak daha önemli gelişme 30.12.2011 tarihli resmi gazetede yayınlanan Seri: IV, No.56 sayılı tebliğ ile gerçekleşti. Bu Tebliğ ekinde yer alan Kurumsal Yönetim İlkeleri kapsamında, tüm borsa şirketlerine yönetim kurullarında en az 2 bağımsız üye bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu sayı şirketin piyasa değeri ve fiili dolaşımdaki sermaye payı oranına göre daha yüksek de olabilmektedir. Kurumsal Yönetim İlkelerinde bulunan bağımsız yönetim kurulu üyeleriyle ilgi standartlar aşağıdaki gibidir. 4.3.3- İcrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde, görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme niteliğine sahip bağımsız üyeler bulunur. 4.3.4- Yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az olmamak üzere en az fiili dolaşımdaki pay oranını temsil edecek kadar olmalıdır. Şu kadar ki, ortaklık genel kurulu tarafından yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye oranı %50 ile sınırlandırılabilir. Bağımsız üye sayısının hesaplanmasında küsuratlar izleyen tam sayı olarak dikkate alınır. Her durumda, bağımsız üye sayısı ikiden az olamaz. 4.3.5- Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin görev süresi üç yıl olup, tekrar aday gösterilerek seçilmeleri mümkündür. 4.3.6- Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmış bir kişi, yönetim kuruluna bağımsız üye olarak atanamaz. 4.3.7- Aşağıdaki kriterlerin tamamını taşıyan yönetim kurulu üyesi "bağımsız üye” olarak nitelendirilir. a. Şirket, şirketin ilişkili taraflarından biri veya şirket sermayesinde doğrudan veya dolaylı olarak %5 veya daha fazla paya sahip hissedarların yönetim veya sermaye bakımından ilişkili olduğu tüzel kişiler ile kendisi, eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları arasında, son beş yıl içinde, doğrudan veya dolaylı istihdam, sermaye veya önemli nitelikte ticari ilişkinin kurulmamış olması, b. Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimini, derecelendirilmesini ve danışmanlığını yapan şirketler olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin faaliyet ve organizasyonunun tamamını veya belli bir bölümünü yürüten şirketlerde çalışmamış ve yönetim kurulu üyesi olarak görev almamış olması, c. Son beş yıl içerisinde, şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde ortak, çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması, d. Yönetim kurulu görevi dolayısıyla hissedar ise sermayede sahip olduğu payın oranının %1'den fazla olmaması ve bu payların imtiyazlı olmaması, e. Bağımsız yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması, f. Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla üniversite öğretim üyeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında, aday gösterilme tarihi itibarıyla ve seçilmesi durumunda görevi süresince, tam zamanlı çalışmıyor olması, g. Gelir Vergisi Kanunu'na göre Türkiye'de yerleşmiş sayılması, h Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ortakları arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması. 4.3.8- Aday Gösterme Komitesi, yönetim ve pay sahipleri de dâhil olmak üzere bağımsız üyelik için aday tekliflerini, adayın bağımsızlık ölçütlerini taşıyıp taşımaması hususunu dikkate alarak değerlendirir ve buna ilişkin değerlendirmesini bir rapora bağlayarak yönetim kurulu onayına sunar. Bağımsız yönetim kurulu üye adayı, mevzuat, esas sözleşme ve yukarıda yer alan kriterler çerçevesinde bağımsız olduğuna ilişkin yazılı bir beyanı aday gösterildiği esnada Aday Gösterme Komitesine verir. Yönetim kurulu, Aday Gösterme Komitesi'nin raporu çerçevesinde bağımsız üye aday listesini hazırlayarak genel kurul toplantısından en az 60 gün önce SPK'ya gönderir. SPK liste hakkında varsa olumsuz görüşünü 30 gün içerisinde şirkete bildirir. SPK'nın olumsuz görüş bildirmiş olduğu kişi genel kurula bağımsız üye adayı olarak sunulamaz. Şirket, kesinleşmiş bağımsız üye aday listesini genel kurul toplantı ilanı ile birlikte kamuya açıklar. Bağımsız yönetim kurulu üyesi atamasına ilişkin genel kurul kararı, karşı oylar ve gerekçeleri ile birlikte şirketin internet sitesinde açıklanır. Sermayenin yüzde birini temsil eden pay sahiplerinin, seçilmesi konusunda olumsuz oy kullandıkları bağımsız yönetim kurulu üyesi adaylarının bağımsız üye olarak seçilmeleri durumunda, genel kurul toplantı tarihinden itibaren 30 gün içinde yapacakları başvuru üzerine, bağımsız üyelerin bağımsızlık kriterlerini sağlayıp sağlamadığı SPK tarafından değerlendirilir ve karara bağlanır. 4.3.9- Bağımsızlığı ortadan kaldıran bir durum ortaya çıktığı takdirde, değişiklik bağımsız üye tarafından kamuya duyurulmak üzere derhal yönetim kuruluna iletilir. Bu durumda bağımsızlığını kaybeden yönetim kurulu üyesi ilke olarak istifa eder. Asgari bağımsız yönetim kurulu üye sayısının yeniden sağlanmasını teminen, Aday Gösterme Komitesi yapılacak ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere boşalan üyeliklere bağımsız üye seçimi için değerlendirme yapar ve değerlendirme sonucunu yazılı olarak yönetim kuruluna bildirir. Yönetim kurulu Aday Gösterme Komitesi'nin raporu çerçevesinde aday listesini SPK'ya gönderir. SPK liste hakkında varsa olumsuz görüşünü 30 gün içerisinde şirkete bildirir. SPK'nın olumsuz görüş bildirmiş olduğu kişi bağımsız üye olarak belirlenemez. Bu çerçevede yönetim kurulu tarafından belirlenecek üyeler ilk genel kurula kadar görev yapar. Bu maddede yer alan hükümler, bağımsız yönetim kurulu üyesinin istifa etmesi veya görevini yerine getiremeyecek duruma gelmesi halinde de geçerlidir. 4.4.7- Şirketin her türlü ilişkili taraf işlemlerinde ve üçüncü kişiler lehine teminat, rehin ve ipotek verilmesine ilişkin yönetim kurulu kararlarında bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayı aranır. Bağımsız üyelerin çoğunluğunun söz konusu işlemi onaylamaması halinde, bu durum işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde kamuya duyurulur ve işlem genel kurul onayına sunulur. Söz konusu genel kurul toplantılarında, işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınarak diğer pay sahiplerinin genel kurulda bu tür kararlara katılmaları sağlanır. Bu maddede belirtilen durumlar için yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmaz. Oy hakkı bulunanların adi çoğunluğu ile karar alınır. Bu fıkrada belirtilen esaslara uygun olarak alınmayan yönetim kurulu ile genel kurul kararları geçerli sayılmaz. Bu hususlara ilişkin hükümlere esas sözleşmede yer verilir. Görüldüğü gibi SPK Kurumsal Yönetim İlkelerinde bağımsız üyenin tanımı ayrıntılı olarak verilmiştir. Ancak şunu önemle vurgulamak gerekir ki, bir üyenin bağımsızlığı sadece mali kurallarla belirlenmez. Bağımsız üyenin mali olarak herhangi bir çıkar grubunun güdümünde olamaması elbette önemlidir. Mali bağımsızlık temeldir ama bu temel üzerinde başka faktörlerde dikkate alınmalıdır. Öncelikle bağımsız üye; iyi eğitim görmüş olmalı, görevinin gerektirdiği yönetsel bilgi ve tecrübeye sahip olmalı, iyi iletişim yeteneklerine sahip olmalı, yaşadığı dönemi iyi algılayıp geleceğe yönelik öngörülerde bulunabilmeli, çevresinde saygı değer biri olarak bilinmelidir. Özetle bağımsız üye, kaynağı kendisi olan bir "güç” sahibi olmalıdır. Böyle bir güce sahip olan üyenin, tarafsız düşünebilmesi, önyargısız olması, farklı bakış açıları ile değerlendirme yapması, yeni fikirler üretmesi, gerçeği olduğu gibi algılaması mümkün olabilmektedir. Bütün bunların yanında, bağımsız üyenin çıkar grupları ile gönül bağının olmaması, onlara vefa borcunun olmaması beklenmelidir. Yani bağımsız üye çıkar gruplarından duygusal olarak da bağımsız olmalıdır. Çağdaş Kurumsal Yönetim anlayışına göre Yönetim Kurulu; bir şirkete stratejik hedefler belirleyen, bu hedeflere ulaştıracak örgütsel yapıyı kuran, bu örgütsel yapıyı çalıştıracak olan üst yönetime liderlik eden, gözetleyen ve denetleyen yönetsel bir karar organıdır. Bütün üyeleri, parlamenter demokrasilerdeki Millet Meclisi gibi işlev gören Genel Kurul tarafından atanır. Bilindiği gibi Genel Kurul Şirket ortakları tarafından oluşturulmuş doğal bir kuruldur. Yönetim Kurulu her yıl en az bir kez yapılması zorunlu olan Genel Kurul Toplantılarında, mevzuata uygun bir şekilde seçilen üyelerden oluşur. Yukarıdaki tanımda göze çarpan unsurlar olarak liderlik etme, gözetleme ve denetleme Yönetim Kurulunun en önemli işlevleri arasında gösterilebilir. Bu işlevler elbette ki şirketler için hayati önem taşımaktadır. Yani Yönetim Kurulu bu işlevlerini layığı ile yerine getirmediği takdirde, hedeflere ulaşmak biri yana şirketin sürekliliği dahi tehlikeye girebilir. Diğer yandan ise iyi yönlendirilen, gözetlenen ve denetlenen şirketler, yoğun rekabetin yaşandığı piyasa şartlarında şirket değerini en üst seviyeye çıkarabilirler. Bu noktada önemli olan kaliteli bir Yönetim Kurulunun oluşturulmasıdır. Açıktır ki kaliteli Yönetim Kurulu da ancak kaliteli üyelerden oluşabilmektedir. Yönetim Kurulu üyeleri; iyi eğitimli, yeterli tecrübeye sahip, gelişmeleri nesnel olarak değerlendirebilen ve bağımsız karar alma yeteneğine sahip kişiler olması kurulun kalitesini arttıracaktır. Son yıllarda, Yönetim Kurulunun kalitesini arttıracak bir faktör olarak "Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerini” öne çıkmaktadır. Wal-Mart, Ford, Carrefour, Roche gibi birçok uluslararası büyük şirketin yönetim kurullarındaki bağımsız üye oranı %60-80 seviyelerine ulaşmaktadır. Her ne kadar bağımsız üyelerin varlığının şirket başarısını olumlu yönde etkilediğini kanıtlayan bilimsel araştırmalar olmasa da büyük ölçekli küresel şirketlerdeki bağımsız üye oranının yüksekliği, bize bu konunun şirketin yönetsel kalitesini arttırdığını göstermektedir. Türkiye'de ise maalesef bu konuda pek parlak bir durum mevcut değildir. Bilindiği gibi Türk şirketlerinin büyük çoğunluğu genellikle bir ailenin sahibi olduğu sermaye gruplarına aittirler. Ve en önemlisi de şirketin hâkim ortağı olan sermaye grubu hem Yönetim Kurulunda hem de şirketin üst yönetiminde hâkim konumdadır. Yönetim Kurulunun tamamen hâkim ortağın kontrolünde olması, azınlık konumundaki pay sahiplerinin ve diğer hak sahiplerinin, şirket üzerindeki haklarının korunması açısından bir takım sorunları beraberinde getirmektedir. 2000- 2001 krizlerinde yaşandığı gibi hâkim ortak ve üst yönetimim kötü niyetli faaliyetleri, şirket varlıklarının şirket dışına çıkartılması, yetersiz yöneticilerin çalıştırılması gibi bazı uygulamalar şirketlerin devamlılıklarını tehlikeye atmaktadır. Bu gibi kötü yönetsel faaliyetleri engellemenin etkili yollarından biri, Yönetim Kurulunda bağımsız üyelerin sayısını arttırmaktır. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin sağladığı fayda, sadece hâkim ortağın gücünü şirket çıkarlarına zarar verecek şekilde kullanmasını önlemeye yönelik değildir. Bunun yanında başka faydalarda sağlamaktadır. En önemlisi Yönetim Kuruluna farklı bir bakış açısı kazandırmaktır. Hâkim ortağın kontrolünde olan üyelerden oluşan bir Yönetim Kurulu, piyasa fırsatlarını yakalama, yeni gelişen olayları nesnel değerlendirme, yenilik getirme gibi konularda yetersiz kalabilir. Gerçek anlamda bağımsız bir üye, farklı bakış açısıyla, duygusallıktan uzak değerlendirmeleriyle ve tarafsızlığı ile Yönetim Kuruluna büyük bir dinamizm getirebilir. Bu ise Yönetim Kurulunun kalitesini arttıran bir faktördür. Ancak burada bağımsız üyelerin şirketin uzun vadeli menfaatlerini her şeyin üzerinde tutmaları önemlidir. Gerçek anlamda bağımsız olan üyelerin şirket çıkarlarını, tek tek pay sahiplerinin ve hak sahiplerinin çıkarlarından üstün tutma olasılığı daha yüksektir. Şu ana kadar anlatılanları özetlersek, Yönetim Kurulunda bir üyenin bağımsız olabilmesi için aşağıdaki nitelikleri taşıması gerektiğini söyleyebiliriz. a. Mali olarak bağımsız olmalıdır. b. Kişisel olarak güçlü, saygın ve yetenekli olmalıdır. c. Çıkar gruplarından duygusal olarak bağımsız olmalıdır. Ana hatlarıyla sınıflandırdığımız bu özelliklere sahip olan bir kişiyi bulmak ve O'nu Yönetim Kurulu üyeliği için ikna etmek, şirketler için oldukça zordur. Çünkü böyle bir kişinin maliyeti özellikle küçük şirketler için oldukça yüksek kalmaktadır. Diğer yandan özellikle hâkim ortağın, bağımsız üyeyi kendi çıkarları açısından bir tehdit unsuru olarak görmesi, Türkiye'de Kurumsal Yönetim alanında aşılması gereken sorunlar olarak durmaktadır. |
||||||||||||||||||
Makalenin Künyesi
|