YENİ MADDE

MADDE 1002 -(1) Taraflarca aksi kararlaştırılmış olmadıkça, iktisap eden, geminin mülkiyeti ile birlikte, iktisap anında varolan ve devredene ait eklentinin mülkiyetini de kazanır.

(2) Devir sonucunda, devredene ait olmayan veya üçüncü kişilere ait haklarla sınırlandırılmış bulunan eklenti de iktisap edenin zilyetliğine geçerse, Türk Medenî Kanununun 763, 988, 989 ve 991 inci maddeleri uygulanır. İktisap edenin iyiniyeti hususunda zilyetliği elde ettiği an esas alınır.

(3) Gemi yolculukta bulunduğu sırada devredilirse, devredenle iktisap eden arasındaki ilişkilerde bu yolculuğun kâr ve zararı, aksine sözleşme bulunmadıkça iktisap edene aittir.

ESKİ MADDE

MADDE 869 - Taraflarca aksi kararlaştırılmış olmadıkça, iktisap eden, geminin mülkiyeti ile birlikte, iktisap anında mevcut ve temlik edene ait olan teferruatın mülkiyetini de iktisap eder.

Temlik neticesinde, temlik edene ait olmıyan veya üçüncü şahıslara ait haklarla takyit edilmiş bulunan teferruat da iktisap edenin zilyedliğine geçerse, Medeni Kanunun 687, 901, 902 ve 904 üncü maddeleri tatbik olunur. İktisap edenin hüsnüniyeti hususunda zilyedliği elde ettiği an esas ittihaz edilir.

MADDE 870 - Nefi ve hasar hakkında Borçlar Kanununun 183 üncü maddesi hükmü tatbik olunur. Şu kadar ki; gemi veya gemi payı, gemi yolculukta bulunduğu sırada temlik edilirse temlik edenle iktisapeden arasındaki münasebetlerde bu yolculuğun kar veya zararı, aksine anlaşma olmadıkça iktisap edenindir.

Geminin iktisap eden tarafından teslim alınması için muayyen bir gün kararlaştırılmışsa, mukavelede aksine hüküm olmadıkça, nefi ve hasar ancak işbu günden itibaren iktisap edene intikal eder.

GEREKÇE

MADDE 1002 - Birinci ve ikinci fıkralar 6762 sayılı Kanunun 869 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından dili güncelleştirilerek aynen, üçüncü fıkra ise 6762 sayılı Kanunun 870 inci maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinden, gemi payının temlikinde yolculuğun kâr ve zararı 1007 nci maddenin son fıkrasında düzenlenmiş olduğu için "gemi payı” ibaresi çıkartılarak alınmıştır. Gemi mülkiyetinin devren kazanılmasında devrin kapsamı ile ilgili bütün hükümler bu maddede bir araya toplanmıştır. 6762 sayılı Kanunun 870 inci maddesinin birinci fıkrası birinci cümlesi hükmü ile ikinci fıkrası hükmü aslında bir borçlar hukuku meselesi olan gemi satışında nef'i ve hasarın intikali ile ilgili olup, yolculukta bulunan bir gemi veya gemi payının mülkiyetinin el değiştirmesinde, iktisabın kapsamına ilişkin 870 inci maddenin birinci fıkrası ikinci cümlesinde yer alan eşya hukuku kuralı ile ilgisi yoktur. Dolayısıyla gemi satışında da nef'i ve hasarın düzenlenmesi borçlar hukuku hükümlerine bırakılmış olup sadece iktisabın kapsamına ait hüküm tasarıya alınmıştır.

Temlik edenin şahsi borçlarına ilişkin 6762 sayılı Kanunun 871 inci maddesi, konu ile ilgisizliği sebebiyle metinden çıkartılmıştır.

Ayrıca hukukumuza 1861 tarihli Alman Umumi Ticaret Kanunnâmesinden iktibas edilmiş bulunan ve halen sadece tarihî bir açıklaması olan 6762 sayılı Kanunun 870 inci maddesinin son fıkrası da Tasarıya alınmamıştır.

YÜRÜRLÜK KANUNU
Gemi mülkiyetinin devren iktisabı

MADDE 32 - (1)Bir gemi veya gemi payının temlikinde, gemi üzerindeki mülkiyeti 6762 sayılı Kanuna göre sadece sözleşmeyle iktisap etmiş olan kimseler, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde kendilerini gemi veya gemi payı maliki olarak gemi siciline tescil ettirmekle yükümlüdürler.