A. Örnek üzerine satış
I. Tanımı
MADDE 247- Örnek üzerine satış, tarafların sözleşmenin konusu olan
malın alıcıya veya üçüncü bir kişiye bırakılan bir örneğe ya da tespit ettikleri
bir mala uygun olması üzerinde anlaşmalarıyla yapılan
satıştır.
II. İspat yükü
MADDE 248- Örnek üzerine satışta kendisine örnek verilen taraf,
elindeki örneğin kendisine verilmiş örnek olduğunu ispat yükü altında olmayıp,
örneğin biçimi değişmiş olsa bile, bu değişiklik gözden geçirmenin zorunlu bir
sonucu ise, alıcının iddiası doğru sayılır. Ancak, karşı tarafın her hâlde bunun
aksini ispat hakkı vardır.
Örnek, alıcının elindeyken bozulmuş
veya yok olmuşsa, kusuru olmasa bile, satılanın örneğe uygun olmadığını ispat
yükü alıcıya düşer.
B. Beğenme koşuluyla satış
I. Tanımı
MADDE 249- Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı deneyerek veya
gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan satıştır.
II. Hükümleri
MADDE 250- Beğenme koşuluyla satışta alıcı, satılanı kabul etmekte
veya hiçbir sebep göstermeksizin geri vermekte serbesttir.
Satılan,
alıcının zilyetliğine geçmiş olsa bile, satılanın mülkiyeti, beğenme koşulunun
gerçekleştiği ana kadar satıcıda kalır.
III. Deneme veya gözden geçirme
1. Satıcının yanında
MADDE 251- Deneme veya gözden geçirme satıcının yanında yapılmak
gerekip de alıcı, satılanı sözleşme veya âdete göre gerekli süre içinde
kabul edip etmediğini açıklamazsa, satıcı sözleşmeyle bağlılıktan
kurtulur.
Böyle bir süre
belirlenmemişse, satıcı uygun bir süre geçtikten sonra, satılanı kabul edip
etmediğini bildirmesi için alıcıya ihtarda bulunabilir; bu ihtara hemen cevap verilmezse satıcı,
sözleşmeyle bağlılıktan kurtulur.
2. Alıcının yanında
MADDE 252- Satılan, denenmeksizin veya gözden geçirilmeksizin
alıcıya verilmişse, sözleşme veya âdete göre gereken süre içinde veya böyle bir
süre yoksa, satıcının ihtarı üzerine alıcı, satılanı beğenmediğini hemen
bildirmez veya onu geri vermezse, beğenme koşulu gerçekleşmiş
olur.
Alıcının, herhangi bir çekince
belirtmeksizin satış bedelinin tamamını veya bir kısmını ödemesiyle ya da
satılanı deneme veya gözden geçirme amacını aşacak biçimde kullanmasıyla da
beğenme koşulu gerçekleşmiş olur.
C. Kısmi ödemeli satışlar
I. Taksitle satış
1. Tanımı, şekli ve içeriği
MADDE 253- Taksitle satış, satıcının, satılan taşınırı alıcıya satış
bedelinin ödenmesinden önce teslim etmeyi, alıcının da satış bedelini kısım
kısım ödemeyi üstlendikleri satıştır.
Taksitle satış sözleşmesi, yazılı
şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.
Malın satıcının ticari faaliyeti
kapsamında satılması hâlinde, sözleşmede aşağıdaki hususlar
belirtilir:
1. Tarafların adı ve yerleşim
yeri.
2. Satışın
konusu.
3. Satılanın peşin satış
bedeli.
4. Taksitle ödeme sebebiyle
belirtilecek ilave bedel.
5. Toplam satış
bedeli.
6. Alıcının nakden veya aynen
üstlendiği diğer bütün edimler.
7. Peşinat ve taksitlerin tutarı
ile vadesi ve ikiden az olmamak üzere taksit sayısı.
8. Alıcının yedi gün içinde
sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma
hakkı.
9. Öngörülmüşse, mülkiyetin saklı
tutulmasına veya satış bedeli alacağının devrine ilişkin anlaşma
kayıtları.
10. Temerrüt veya vadenin
ertelenmesi durumunda, yasal faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere
ödenecek faiz.
11. Sözleşmenin kurulduğu yer ve
tarih.
2. Yasal temsilcinin rızası
MADDE 254- Ayırt
etme gücüne sahip bir küçük veya kısıtlı tarafından yapılmış olan taksitle satış
sözleşmesinin geçerliliği, yasal temsilcinin yazılı rızasına bağlıdır. Bu
durumda rızanın, en geç sözleşmenin kurulduğu anda verilmiş olması
gerekir.
3. Sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurması ve geri
alma açıklaması
MADDE 255- Taksitle satış sözleşmesi, alıcı bakımından, taraflarca
imzalanmış sözleşmenin bir nüshasının eline geçmesinden yedi gün sonra hüküm ve
sonuçlarını doğurur. Alıcı, bu süre içinde irade açıklamasını geri aldığını
satıcıya yazılı olarak bildirebilir. Bu haktan önceden feragat edilemez. Geri
alma bildiriminin sürenin son gününde postaya verilmiş olması, sonuç doğurması
için yeterlidir.
Satıcı geri alma süresi içinde malı
alıcıya devretmişse alıcı, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği
ölçüde kullanabilir; aksi takdirde sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurmuş
olur.
Alıcının geri alma hakkını
kullanması hâlinde, kendisinden cayma parası istenemez.
4. Tarafların hak ve borçları
a. Peşinatı ödeme borcu ve sözleşmenin
süresi
MADDE 256- Alıcı, peşin satış bedelinin en az onda birini en
geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını da
sözleşmenin kurulmasını izleyen üç yıl içinde ödemekle yükümlüdür.
Bakanlar Kurulu, satılanın türüne
göre peşinat miktarı ile yasal ödeme sürelerini yarıya kadar indirebileceği
gibi, iki katına kadar çıkartabilir.
Kanunda belirlenen asgari peşinatı
tamamen almaksızın, satılanı alıcıya devreden satıcı, peşinatın ödenmeyen kısmı
üzerinde istem hakkını kaybeder.
Peşinattan vazgeçilmesi
karşılığında, satış bedelinde yapılacak artırma
hükümsüzdür.
b. Alıcının def’ileri
MADDE 257- Alıcı, satıcının taksitle satıştan doğan alacağı ile
kendisinin satıcıdan olan alacağını takas etme hakkından önceden feragat
edemez.
Alacağın devredilmesi durumunda
alıcının, satış bedeli alacağına ilişkin def’ileri sınırlanamaz ve ortadan
kaldırılamaz.
c. Satış bedelinin tamamen ödenmesi
MADDE 258- Taksit borcu kambiyo senedine bağlanmış olmadıkça, alıcı
satış bedelinin kalan kısmını her zaman bir defada ödeyerek borcundan
kurtulabilir. Bu durumda, peşin satış bedeline ilave edilen bedelin ödenmemiş
taksitlere isabet eden kısmı, yarısından az olmamak üzere ödeme süresinin
kısaltılmasına uygun olarak indirilir.
5. Alıcının temerrüdü
a. Satıcının seçimlik hakkı
MADDE 259- Alıcı peşinatı ödemede temerrüde düşerse satıcı, sadece
peşinatı isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Alıcı taksitleri ödemede temerrüde
düşerse satıcı, muaccel olmuş taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin
tamamının bir defada ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir.
Satıcının geri kalan satış bedelinin tamamını isteyebilmesi veya sözleşmeden
dönebilmesi, ancak bu hakkı açık biçimde saklı tutmuş olmasına ve alıcının
kararlaştırılan satış bedelinin en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen
en az iki taksidi veya en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ya da en son
taksidi ödemede temerrüde düşmüş olmasına bağlıdır. Ancak, satıcının dönme
dolayısıyla isteyebileceği miktar, ödenmiş olan taksitler tutarına eşit veya
daha fazla ise satıcı sözleşmeden dönemez.
Satıcı, satış
bedelinin geri kalan kısmının tamamen ödenmesini isteme veya sözleşmeden dönme
haklarını kullanmadan önce, alıcıya en az onbeş günlük bir süre tanımak
zorundadır.
b. Sözleşmeden dönme
MADDE 260- Satıcı, alıcının taksitleri ödemede temerrüde düşmesi
sebebiyle satılanın alıcıya devrinden sonra sözleşmeden dönerse, her iki taraf
aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı, ayrıca hakkaniyete uygun bir kullanım
bedeli ve satılanın olağandışı kullanılması sebebiyle değerinin azalması hâlinde
tazminat da isteyebilir. Ancak satıcı, sözleşme zamanında ifa edilmiş olsaydı
elde edecek olduğundan fazlasını isteyemez.
Satıcı, alıcının peşinatı ödemede
temerrüde düşmesi yüzünden satılanın devrinden önce sözleşmeden dönerse,
alıcıdan sadece ödenmeyen peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar
işleyecek yasal faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış
olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu
kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu
aşamaz.
c. Hâkimin müdahalesi
MADDE 261- Hâkim, temerrüde düşen alıcının borçlarını ödeyeceği
konusunda güvence vermesi ve satıcının da bu yeni düzenleme dolayısıyla herhangi
bir zararının söz konusu olmaması koşuluyla, alıcıya ödeme kolaylıkları
sağlayabilir ve satıcının satılanı geri almasını
yasaklayabilir.
6. Yetkili mahkeme ve tahkim
MADDE 262- Yerleşim yeri Türkiye’de olan alıcı, tarafı olduğu
taksitle satış sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklar konusunda, yerleşim
yerindeki mahkemenin yetkisinden önceden feragat edemeyeceği gibi, tahkim
sözleşmesi de yapamaz.
7. Uygulama alanı
MADDE 263- Taksitle satışa ilişkin hükümler, aynı ekonomik amaçla
yapılan işlemlere de uygulanır.
Bir taşınırı edinme amacıyla
yapılan ödünç sözleşmelerinde satıcının, mülkiyeti saklı tutma kaydı ile
birlikte veya bundan bağımsız olarak satış bedeli alacağını ödünç verene
devretmesi veya satıcı ile ödünç verenin başka surette anlaşarak, alıcının satış
bedelini daha sonra taksitler hâlinde ödemek üzere malın teslimini
sağlamaları durumunda, taksitle satışa ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
Ödünç sözleşmesinde, taksitle satış sözleşmelerine konulması zorunlu olan
hususların yer alması şarttır. Ancak, bunlardan peşin satış bedeli ile toplam
satış bedeli yerine, ödünç alınan miktar ile ödünç verene ödenecek toplam ödünç
miktarı gösterilir.
Peşin satışla bağlantılı taksitle
ödünç sözleşmelerinde, ödünç verene, yasal asgari peşinatın ödenmiş ve peşin
satış bedelinin ödünç sözleşmesinin yapılması sırasında herhangi bir ilave
yapılmaksızın tamamen karşılanmış olması hâlinde, taksitle satışa ilişkin
hükümler uygulanmaz.
Alıcının tacir sıfatıyla hareket
ettiği veya malın bir ticari işletmenin ihtiyacı için ya da meslekî amaçlarla
satın alınması durumunda, taksitle satışa ilişkin hükümlerden sadece 259 uncu
maddenin ikinci fıkrası, 260 ıncı maddenin birinci fıkrası ve 261 inci maddesi
hükümleri uygulanır.
II. Ön ödemeli taksitle satış
1. Tanımı, şekli ve içeriği
MADDE 264- Ön ödemeli taksitle satış, alıcının taşınır bir malın
satış bedelini önceden kısım kısım ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen
ödenmesinden sonra satılanı alıcıya devretmeyi üstlendikleri
satıştır.
Ön ödemeli taksitle satış
sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Sözleşmede aşağıdaki
hususlar belirtilir:
1. Tarafların adı ve yerleşim
yeri.
2. Satışın
konusu.
3. Toplam satış
bedeli.
4. Taksitlerin sayısı, tutarı,
vadesi ve sözleşmenin süresi.
5. Taksitleri kabule yetkili
banka.
6. Alıcıya karşı üstlenilen faiz
miktarı.
7. Alıcının yedi gün içinde
sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma
hakkı.
8. Alıcının sözleşmeden cayma hakkı
ve bu sebeple ödeyeceği cayma parası.
9. Sözleşmenin kurulduğu yer ve
tarih.
2. Tarafların hak ve borçları
a. Ödemelerin güvenceye bağlanması
MADDE 265- Ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belirsiz olan
sözleşmelerde alıcı, ödemeleri sözleşmede belirtilen bir bankada kendi adına
açılacak gelir getiren bir tasarruf veya yatırım hesabına yatırmakla
yükümlüdür.
Banka, her iki tarafın çıkarlarını
gözetmek zorundadır. Açılan hesaptan her iki tarafın rızasıyla ödeme
yapılabilir. Bu rıza önceden verilemez.
Ödeme süresi bir yıldan daha uzun
veya belirsiz olan sözleşmelerde alıcı, satılanın devrine kadar 269 uncu madde
uyarınca sözleşmeden cayarsa satıcı, bu hesap üzerindeki bütün haklarını
kaybeder.
b. Alıcının malın devrini isteme
hakkı
MADDE 266- Alıcı satış bedelinin tamamını ödedikten sonra, her zaman
malın kendisine devredilmesini isteyebilir. Ancak, satıcı malı başkasından
sağlayarak devredecek ise alıcı, bunun için kendisine uygun bir süre tanımak
zorundadır.
Satıcının malı alıcıya
devredebilmesi için, taksitle satışa ilişkin koşullara uyulması
gerekir.
Alıcı birden
çok şey satın almış veya seçim hakkını saklı tutmuş ise, satılanın kısım kısım
devredilmesini, ancak 256 ncı maddede öngörülen asgari peşinatı ödedikten sonra
isteyebilir. Satılanın eşya topluluğu oluşturduğu hâllerde bu istemde
bulunulamaz. Satış bedelinin tamamen ödenmemesi hâlinde, satıcıdan satılanı
kısmen devretmesi, ancak geri kalan kısmın yüzde onunun kendisine güvence olarak
bırakılması koşuluyla istenebilir.
c. Satış bedelinin ödenmesi
MADDE 267- Ödeme süresi bir yıldan daha uzun
veya belirsiz olan sözleşmelerde satış bedelinin, satılanın devri anında tamamen
ödenmiş olması gerekir. Satılanın devredilmesini isteyen alıcı, hesabındaki
bakiyeden, satış bedelinin en çok üçte birlik
kısmını satıcı lehine serbest bırakabilir.
Ancak, sözleşmenin kuruluşu sırasında buna ilişkin taahhütte
bulunulamaz.
d. Satış bedelinin belirlenmesi
MADDE 268- Satıcının sözleşmenin kurulduğu sırada belirlenen toplam
satış bedeline ek bir bedel isteme hakkını saklı tutan bütün kayıtlar
geçersizdir.
Ödenecek toplam satış bedeli
sözleşmede belirlenmiş olmakla birlikte, devredilecek eşya önceden belirlenmemiş
ve satıcı tarafından bu eşyayı seçme hakkı
alıcıya tanınmış ise satıcı, peşin satıştaki olağan bedelleri göz önünde
tutmak suretiyle alıcının yapacağı seçime tam olarak uymakla
yükümlüdür.
Buna aykırı anlaşmalar, ancak
alıcının yararına olduğu ölçüde geçerlidir.
3. Sözleşmenin sona ermesi
a. Cayma hakkı
MADDE 269- Ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belirsiz olan
sözleşmelerde alıcı, malın devrine kadar her zaman sözleşmeden
cayabilir.
Sözleşmeden cayma hâlinde alıcı
tarafından ödenmesi öngörülen cayma parası, durumun özelliğine ve sözleşmenin
kurulması ile cayma arasında geçen süreye bakılarak belirlenir. Ancak, bu miktar
satıcının toplam alacağının yüzde ikisinden az ve yüzde beşinden fazla olamaz.
Alıcı, yapmış olduğu ödemelerin cayma parasını aşan kısmının, getirileri ile
birlikte kendisine geri verilmesini isteyebilir.
Alıcının ölmesi veya kazanç elde
etmekten sürekli olarak yoksun kalması sebebiyle ön ödemeleri yapamayacak duruma
düşmesi ya da sözleşmenin yerine olağan koşullarla yapılacak bir taksitle satış
sözleşmesinin konulmasına ilişkin önerisinin satıcı tarafından kabul edilmemesi
yüzünden sözleşmeden cayılmış olursa, cayma parası
istenemez.
b. Sözleşmenin süresi
MADDE 270- Ön ödemeleri ifa borcu, beş yılın geçmesiyle sona
erer.
Ödeme süresi bir yıldan
daha uzun veya belirsiz olan sözleşmelerde alıcı, sekiz yıl geçtiği hâlde
satılanın devri isteminde bulunmazsa, satıcı kendisini uyararak üç aylık süre
tanır. Alıcı bu süre içinde kayıtsız kalırsa satıcı, alıcıya sözleşmeden cayma
hâlinde tanınan haklara sahip olur.
c. Alıcının temerrüdü
MADDE 271- Alıcı bir veya daha çok ön ödemede temerrüde düşerse
satıcı, ancak vadesi gelmiş olan ödemeleri isteyebilir. Bununla birlikte, toplam
alacağın en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen iki ön ödemenin veya
toplam alacağın en az dörtte birini oluşturan bir tek ön ödemenin ya da sonuncu
ön ödemenin vadesi gelmişse satıcı, ayrıca alıcıya tanıyacağı bir aylık ödeme
süresinin geçmesinden sonra sözleşmeden dönme hakkına sahip
olur.
Satıcı, ödeme süresi bir yıl veya
daha az olan sözleşmeden dönerse, 260 ıncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas
yoluyla uygulanır. Süresi bir yılı aşan sözleşmelerde satıcı, ancak 269 uncu
maddenin ikinci fıkrasında öngörülen cayma parasını ve alıcıya ödenmesi gereken
ortalama banka mevduat faizini aşan zararlarının giderilmesini
isteyebilir.
Bir yıldan daha uzun süreli
sözleşmelerde temerrüde düşmüş olan alıcının malın devrini istemesi hâlinde
satıcı, yasal anapara faizi ile birlikte, devir isteminden sonra malın değerinde
oluşacak eksilmelerin giderilmesini isteyebilir. Ceza koşulu öngörülmüşse
miktarı, satış bedelinin yüzde onunu geçemez.
Satılanın devredilmiş olduğu
hâllerde, dönme konusunda 260 ıncı maddenin birinci fıkrası hükmü
uygulanır.
4. Uygulama alanının
sınırlanması
MADDE 272- Alıcının tacir sıfatıyla hareket
etmesi veya malın bir ticari işletmenin ihtiyacı için ya da meslekî amaçlarla
satın alınması durumunda, 264 ilâ 271 inci maddeler uygulanmaz.
III. Ortak hükümler
MADDE 273- Taksitle satışa ilişkin hükümlerden yasal temsilcinin
rızasına, sözleşmenin hüküm ve
sonuçlarını doğurmasına ve geri alma
açıklamasına, alıcının
def’ilerine, satıcının alacağının devrine, hâkim tarafından sağlanan ödeme
kolaylıklarına ve yetkili mahkeme ile tahkime ilişkin olanlar, ön ödemeli
taksitle satışa da uygulanır.
Satılanı devir süresi bir yıldan
daha uzun veya belirsiz olan taksitle satışta alıcı, satılanın devrinden önce
ödemeleri yapmakla yükümlü ise, ön ödemeli taksitle satışa ilişkin hükümler
kıyas yoluyla uygulanır.
D. Açık artırma yoluyla satış
I. Tanımı
MADDE 274- Açık artırma yoluyla satış; yeri, zamanı ve koşulları
önceden belirlenerek, hazır olanlar arasından en yüksek bedeli öneren ile
yapılan satıştır.
II. Kurulması
MADDE 275- Satıcı artırma koşullarında aksi yönde bir irade
açıklamasında bulunmamışsa, herkesin katılabileceği isteğe bağlı açık
artırmalarda satış sözleşmesi, artırmayı yönetenin en yüksek bedeli öneren
kişiye ihale etmesiyle kurulmuş olur.
Cebrî artırma yoluyla
satış, artırmayı yöneten memurun en yüksek bedeli öneren kişiye ihale etmesiyle
kurulmuş olur.
III. Hükümleri
1. Artırmaya katılanın bağlandığı an
a. Genel olarak
MADDE 276- Artırmaya katılan kişi, satış için konulmuş olan
koşullar çerçevesinde önerisiyle bağlıdır.
Aksine bir koşul yoksa, öneride
bulunanın bağlılığı, kendisinden daha yüksek bir öneri yapılmasıyla sona erer
veya daha yüksek öneri olup olmadığının sorulması üzerine böyle bir önerinin
olmadığının anlaşılması hâlinde, önerisinin hemen kabul edilmemesiyle ortadan
kalkar.
b. Taşınmazın açık artırma yoluyla
satışında
MADDE 277- Taşınmazın açık artırma yoluyla satışında, ihalenin veya
reddinin artırmadan hemen sonra yapılması gerekir.
Öneride bulunanın bağlılığının
artırmadan sonra da devam edeceğini öngören koşul geçersizdir. Ancak, bu kural
cebrî artırmalarda ve ihalenin bir kamu görevlisince onaylanması gerektiği
durumlarda uygulanmaz.
2. Ödemenin peşin olması gereği
MADDE 278- Artırma koşullarında aksi kararlaştırılmamışsa, ihale
bedelinin peşin ödenmesi gerekir.
İhale bedeli peşin olarak veya
artırma koşulları uyarınca ödenmezse satıcı, satıştan hemen
dönebilir.
3. Mülkiyetin geçmesi
MADDE 279- Artırmada taşınır bir mal alan kişi, onun mülkiyetini
ihale anında kazanır. Artırmadan alınan taşınmazın mülkiyeti, ancak tapu
siciline tescille alıcıya geçer.
Artırma görevlisi, satış
tutanağında gösterilen taşınmazın alıcı adına tescilini hemen tapu idaresine
bildirir.
Cebrî artırma sonucunda
yapılan ihalelerde mülkiyetin geçmesine ilişkin özel hükümler
saklıdır.
İsteğe bağlı özel
artırmalarda mülkiyetin geçmesi genel hükümlere tabidir.
4. Zapttan ve ayıptan sorumluluk
MADDE 280- Cebrî artırmalarda zapttan ve ayıptan sorumluluğa
ilişkin hükümler uygulanmaz.
Artırmadan mal alan kişi, o mala,
tapu siciline veya satış koşullarına ya da kanuna göre belirli olan durumu,
hakları ve yükleri ile birlikte malik olur.
İsteğe bağlı açık artırmalarda
satıcı, satılanın zaptından ve ayıplarından sorumludur. Ancak, aldatma durumu
dışında, artırma koşullarında açıkça belirtip duyurmak suretiyle bu
sorumluluktan kurtulabilir.
IV. Artırmanın iptali
MADDE 281- Hukuka veya ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin
gerçekleştirilmesi sağlanmışsa her ilgili, iptal sebebini öğrendiği günden
başlayarak on gün ve her hâlde ihale tarihini izleyen bir yıl içinde ihalenin
iptalini mahkemeden isteyebilir.
Cebrî
artırmalar hakkında özel hükümler saklıdır.