Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her
türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın
geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Kefalet, on yıldan fazla bir süre için
verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil,
ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.
Kefalet süresi, en erken kefaletin sona
ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin
şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azamî on yıllık yeni bir dönem için
uzatılabilir.
II. Kefaletten dönme
MADDE 599-
Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali
durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya
mali durumunun, kefalet sırasında kefilin
iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil
alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her
zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir.
Kefil, alacaklının kefalete güvenmesi
sebebiyle uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
III. Süreli kefalette
MADDE 600- Süreli kefalette kefil, sürenin sonunda borcundan kurtulur.
IV. Süreli olmayan kefalette
MADDE 601- Süreli
olmayan kefalette kefil, asıl borç muaccel olunca, adi kefalette her zaman ve
müteselsil kefalette ise, kanunun öngördüğü hâllerde, alacaklıdan, bir ay
içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya
çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini
isteyebilir. Borç, alacaklının borçluya
yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin
kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu
suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava
haklarını kullanmasını isteyebilir. Alacaklı,
kefilin bu istemlerini yerine getirmezse, kefil borcundan kurtulur.
V. Çalışanlara
kefalette
MADDE 602-
Çalışanlara süreli olmayan kefalette kefil, her üç yılda bir, ertesi yılın
sonunda geçerli olmak üzere sözleşmeyi feshettiğini bildirebilir.