A. Tanımı
MADDE 502- Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet
verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Vekâlete ilişkin hükümler,
niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme
sözleşmelerine de uygulanır.
Sözleşme veya teamül varsa vekil,
ücrete hak kazanır.
B. Kurulması
MADDE 503- Kendisine bir işin görülmesi
önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmî sıfata sahipse veya işin yapılması
mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri
onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılır.
C. Hükümleri
I. Vekâletin kapsamı
MADDE 504- Vekâletin kapsamı, sözleşmede
açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.
Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği
işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar.
Vekil, özel olarak yetkili
kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın
ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz,
bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile
sınırlandıramaz.
II. Vekilin borçları
1. Talimata uygun ifa
MADDE 505- Vekil, vekâlet verenin açık
talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı
bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil
talimattan ayrılabilir.
Bunun dışındaki durumlarda vekil,
talimattan ayrılırsa, bundan doğan zararı karşılamadıkça işi görmüş olsa bile,
vekâlet borcunu ifa etmiş olmaz.
2. Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme
a. Genel olarak
MADDE 506- Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa
etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da
teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri,
vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle
yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan
sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen
basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.
b. İşin üçüncü kişiye gördürülmesi hâlinde
MADDE 507- Vekil, yetkisi dışına çıkarak işi
başkasına gördürdüğünde, onun fiilinden kendisi yapmış gibi sorumludur.
Vekil başkasına vekâlet vermeye
yetkili ise, sadece seçmede ve talimat vermede gerekli özeni göstermekle
yükümlüdür.
Vekâlet veren, her iki durumda da
vekilin kendi yerine koyduğu kişiye karşı sahip olduğu hakları, doğrudan
doğruya o kişiye karşı ileri sürebilir.
3. Hesap verme
MADDE 508- Vekil, vekâlet verenin istemi
üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını
vekâlet verene vermekle yükümlüdür.
Vekil, vekâlet verene tesliminde
geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.
4. Edinilen hakların vekâlet verene geçişi
MADDE 509- Vekilin, kendi adına ve vekâlet
veren hesabına gördüğü işlerden doğan üçüncü kişilerdeki alacağı, vekâlet
verenin vekile karşı bütün borçlarını ifa ettiği anda, kendiliğinden vekâlet
verene geçer.
Vekilin iflası hâlinde vekâlet
veren, bu alacağın kendisine geçmiş olduğunu iflas masasına karşı da ileri
sürebilir.
Vekâlet veren, vekilin kendi adına
ve vekâlet veren hesabına edinmiş olduğu taşınır eşyanın iflas masasından
ayrılarak kendisine verilmesini isteyebilir. Vekilin sahip olduğu hapis
hakkından iflas masası da yararlanır.
III. Vekâlet verenin borçları
MADDE 510- Vekâlet veren, vekâletin gereği gibi
ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği avansları faiziyle birlikte
ödemek ve yüklendiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür.
Vekil, vekâletin ifası sebebiyle uğradığı
zararın giderilmesini vekâlet verenden isteyebilir. Ancak vekâlet veren, kusuru
bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.
IV. Birlikte vekâlet verenlerin ve birlikte vekillerin sorumluluğu
MADDE 511- Bir kişiye birlikte vekâlet verenler,
vekile karşı müteselsil olarak sorumludurlar.
Vekâleti birlikte üstlenenler,
vekâletin ifasından müteselsil olarak sorumludurlar ve yetkilerini başkalarına
devir hakları olmadıkça, vekâlet vereni, ancak birlikte yaptıkları fiil ve
işlemleriyle borç altına sokabilirler.
D. Sona ermesi
I. Sebepleri
1. Tek taraflı sona erdirme
MADDE 512- Vekâlet veren ve vekil, her zaman
sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda
sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını
gidermekle yükümlüdür.
2. Ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas
MADDE 513- Sözleşmeden veya işin niteliğinden
aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini
kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm,
taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona
ermesinde de uygulanır.
Vekâletin sona ermesi vekâlet
verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da
temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya
mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür.
II. Hükümleri
MADDE 514- Vekilin sözleşmenin sona erdiğini
öğrenmeden önce yaptığı işlerden, vekâlet veren ya da mirasçıları sözleşme
devam ediyormuş gibi sorumludur.