YENİ MADDE
MADDE 1440 - (1) Caymanın, sigorta ettirene bir beyanla yöneltilmesi şarttır.
(2) Cayma, onbeş gün içinde sigorta ettirene bildirilir. Bu süre sigortacının bildirim yükümlülüğünün ihlal edilmiş olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar.
ESKİ MADDE
MADDE 1290 - Sigorta ettiren kimse, sigortacının mukavele yapılırken hakiki vaziyetleri bildiği takdirde mukaveleyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını mücibolacak bütün hususları sigortacıya bildirmeye mecburdur. Sigorta ettiren kimse sorulduğu halde susmuş veya noksan yahut hakikata muhalif beyanlarda bulunmuş ise hakikata vakif olmıyan sigortacı mukaveleden cayabilir; şu kadar ki; sigortacı hakikatı öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde cayma hakkını kullanmamış ise bu hak düşer. Sigorta ettiren kimsenin kötü niyeti anlaşıldığı takdirde sigortacı prime hak kazanır.
Sigorta mukavelesinin yapılması sırasında sigorta ettirene doldurması teklif olunan listede yazılı sorular dışında hiçbir mesuliyet teveccüh etmez.
MADDE 1365 - Önemli bir hal 1363 ve 1364 üncü maddelerin hükümlerine muhalif olarak bildirilmemiş olursa, sigortacı mukaveleden cayabilir. Sigorta ettiren veya 1363 üncü maddenin 2 nci fıkrasına veya 1364 üncü maddeye göre bilgisi önemli olan bir ilgili, hali öğrenmekten kasıt ile kaçındığı için önemli hal bildirilmemişse hüküm aynıdır.
Sigortacının bildirilmemiş olan durumu bilmesi veya ihbar etmemiş olmanın kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir.
MADDE 1366 - Sigortacı, önemli hale dair yanlış bir ihbarda bulunulmuş olması halinde de mukaveleden cayabilir.
Sigortacının ihbardaki yanlışlığı bilmesi veya ihbarın yanlış yapılmasının kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir.
MADDE 1367 - Sigorta ettirilmiş mevzuların bir kısmı hakkında sigortacının caymasını haklı kılacak şartlar mevcutsa, ancak sigortacının geri kalan kısım için mukaveleyi aynı şartlar altında yapmış olmıyacağı halin icabından anlaşıldığı takdirde, sigortacı bu kısım hakkında da mukaveleden cayabilir.
MADDE 1368 - Mukaveleden cayma ancak bir hafta içinde caizdir. Bu müddet sigortacının ihbar mükellefiyetinin ihlal edildiğini öğrendiği andan itibaren başlar.
Caymanın sigorta ettirene karşı beyan edilmesi lazımdır. Sigortacı caysa da primin tamamını alır; alınmış tazminat geri verilir ve alındığı günden itibaren faizi de ödenir.
Sigortacı, rizikosunu üzerine aldığı kaza tahakkuk ettikten sonra cayarsa, kendisine bildirmemiş olan halin kazanın meydana gelmesi ve sigortacının ödeme borcunun şümulü üzerine bir tesiri olmadığı takdirde, tazminat verme mükellefiyeti baki kalır.
MADDE 1369 - İhbar mükellefiyeti gereği gibi yerine getirilmemiş olup da bu hususta diğer tarafa isnadedilebilecek bir kusurun bulunmamasından dolayı sigortacı cayma hakkını haiz değilse ve rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması sebebiyle daha fazla bir prim verilmek lazım geliyorsa sigortacı bunu istiyebilir. Mukavelenin yapıldığı sırada sigortacının rizikoyu üzerine alması bakımından önemli olan bir durumun diğer tarafça bilinmediği için sigortacıya bildirilmemiş olması halinde dahi hüküm aynıdır.
Sigortacının kararlaştırılan primden yüksek prim istemek hakkı, ihbar mükellefiyetinin ihlal edildiğini veya önemli bir halin bildirilmediğini öğrendiği andan itibaren bir hafta içinde sigortacı tarafından ileri sürülmediği takdirde düşer.
GEREKÇE
MADDE 1440 - Cayma, bozucu bir inşai hak olduğundan, caymanın da sigorta ettirene bir beyanla yöneltilmesi gerekir. Cayma beyanı, sözleşmeyi sona erdiren bir durum olduğundan bu hakkın belli bir süre içinde kullanılması gerekir. 6762 sayılı Kanunun 1290 ıncı maddesinde bu süre mal sigortaları için bir ay, 1368 inci maddesinde ise deniz rizikolarına karşı sigortalar için bir hafta olarak öngörülmüştür. İşlerde, kesinliğin sağlanması amacıyla 1290 ıncı maddesinde öngörülen bir aylık süre uzun olarak değerlendirildiğinden, Taslağın bu maddesi ile sürenin, sigorta türü ne olursa olsun, bir hafta olacağı hüküm altına alınmıştır. Doğal olarak, sürenin başlangıcı da durumun öğrenildiği tarih olacaktır.
YÜRÜRLÜK KANUNU
Sigorta sözleşmesi
MADDE 39 - (1) 6762 sayılı Kanun yürürlükte iken yapılmış ve hüküm ifade etmeye başlamış sigorta sözleşmelerine, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl süreyle 6762 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Ancak, bu bir yıllık süre içinde sigorta ettireni, sigortalıyı ve lehdarı koruyan hükümler bakımından, 1517 nci maddesi müstesna, Türk Ticaret Kanunu hükümleri geçerli olur.
(2) Birinci fıkranın birinci cümlesindeki bir yıllık süre içinde sona eren 6762 sayılı Kanuna tâbi sigorta sözleşmelerinin uzatılması ya da yenilenmesi hâlinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.
Koruyucu hükümler
MADDE 40 - (1) 6762 sayılı Kanun yürürlükte iken yapılmış olup da Türk Ticaret Kanununun 1452, 1486, 1488 ve 1520 nci maddelerine aykırı bulunan sigorta sözleşmeleri de bu Kanunun 39 uncu maddesi hükmüne tâbidir.