I. Sona erme sebepleri
1. Genel olarak
MADDE 639- Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona
erer:
1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen
amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle.
2. Sözleşmede ortaklığın
mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin
ölmesiyle.
3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine
ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya
tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle.
4. Bütün ortakların oybirliğiyle
karar vermesiyle.
5. Ortaklık için kararlaştırılmış
olan sürenin bitmesiyle.
6. Ortaklık sözleşmesinde feshi
bildirme hakkı saklı tutulmuş veya ortaklık belirsiz bir süre için ya da
ortaklardan birinin ömrü boyunca kurulmuşsa, bir ortağın fesih bildiriminde
bulunmasıyla.
7. Haklı sebeplerin bulunması
hâlinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme
kararıyla.
2. Belirsiz süreli ortaklık
MADDE 640- Ortaklık, belirsiz süre için veya
ortaklardan birinin ömrü boyunca sürmek üzere kurulmuşsa, ortaklardan her biri,
altı ay önceden fesih bildiriminde bulunabilir.
Fesih bildirimi, dürüstlük
kurallarına aykırı olarak ve özellikle uygun olmayan bir zamanda yapılamaz.
Fesih bildirimi, ancak hesap yılı sonunda hüküm ifade eder.
Sözleşmede öngörülmüş olan sürenin
bitiminden sonra ortaklık, ortakların örtülü iradesiyle sürdürülürse, belirsiz
süreli ortaklığa dönüşür.
II. Sona ermenin ortaklığın
yönetimine etkisi
MADDE 641- Ortaklık, fesih bildiriminden başka
bir yolla sona ererse, bir ortağın ortaklık işlerini yönetme konusundaki
yetkisi, sona ermeyi öğrendiği veya durumun gerektirdiği özeni gösterseydi
öğrenebileceği zamana kadar, kendisi hakkında devam eder.
Ortaklık, ortaklardan birinin
ölümüyle sona ererse, ölen ortağın mirasçısı, durumu hemen diğer ortaklara
bildirmekle yükümlüdür. Mirasçı, gerekli önlemler alınıncaya kadar, ölen
ortağın daha önce yürütmekte olduğu işlere, dürüstlük kuralları çerçevesinde
devam eder. Diğer ortaklar da, geçici olarak, ortaklık işlerini aynı şekilde
yürütmeye devam ederler.
III. Tasfiye
1. Katılım payı için yapılacak işlem
MADDE 642- Katılım payı olarak bir şeyin
mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye
sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne
değer biçilmişse, o değeri isteyebilir.
Bu değer belirlenmemişse, geri alma,
o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır.
2. Kazanç ve zararın paylaşımı
MADDE 643- Ortaklığın borçları ödendikten ve
ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı
giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa,
bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın,
borçlar, giderler ve avanslar
ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri
verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.
3. Tasfiye usulü
MADDE 644- Ortaklığın sona ermesi hâlinde
tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların
elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri
tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması
öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek
başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek
üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde,
ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde
bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret,
sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir
karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz
önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna
imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye
sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek
uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.
IV. Üçüncü kişilere karşı sorumluluk
MADDE 645- Ortaklığın sona ermesi, üçüncü
kişilere karşı olan yükümlülükleri değiştirmez.
Türk Medenî Kanunu ile ilişkisi
MADDE 646- Bu Kanun, 22/11/2001 tarihli ve
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.
Yürürlükten kaldırılan Kanun
MADDE 647- 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı
Borçlar Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 648- Bu Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 649- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.