Yolsuzlukla mücadele eğitimleri, etik eğitimleri ile aynı araç ve yöntemleri kullanan ancak özel riskli alanlar, koşullar ve yetkilileri hedef alan eğitimlerdir.

Öncelikle yolsuzluğun tanımını tekrar etmekte fayda var:

Yolsuzluk: Bir kamu görevlisinin (seçilmiş veya atanmış) güç ve yetkisini kişisel çıkarları için, direkt veya dolaylı olarak kullanması.[1]

Zaman içinde bu tanım "kamuya ait bir bilginin saklanması ya da mahrem bir bilginin paylaşılması yoluyla avantaj sağlamak, kamu görevlisinin yetkilerini bir tehdit aracı olarak kullanması”  gibi detaylarla güçlenmiştir.

Yolsuzluk bir ekonomideki fırsat eşitliğini adil rekabet şartlarını ortadan kaldıran, sosyoekonomik düzeni kökünden sarsan, sürdürülebilir gelişimi engelleyen ve bir piyasadaki maliyet, fiyat dengesini bozan bir etkiye sahiptir. Dünyadaki her şirket, kazançlarının %5’ini yolsuzluğa kurban vermektedir. Bunun genel ortalama olduğunu ve gelişmekte olan ülkelerde bu oranın %25’e ulaştığı da göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek.[2]

Risklerin bu kadar büyük olduğu bir alandaki eğitim içeriğinin ve odağının da bu risklere uygun olmasını beklememek yanlış olur. Günümüzde, kamu ihalelerine katılan ya da kamu ile yakın iş ilişkisi sürdüren birçok büyük şirket özel yolsuzlukla mücadele politikaları ve bunlara ait eğitimler için özel içerik geliştiriyor.

Bu içeriğin geliştirilmesinde uluslararası kurumların tanım ve çerçeve mevzuatlarını kullanmak birçok şirketin seçtiği yöntem olmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’ nun PACI programı Uluslararası Şeffaflık Örgütü’ nün İş Prensipleri buna iyi örnekler olabilir.

Yolsuzlukla mücadele eğitimleri şu üç ana tema etrafına kurgulanır ve üç temanın birlikte işlenmesi tek tek işlenmesinden daha faydalı sonuçlar verir:

·         Risk yönetimi ve hukuki sorumluluklar

·         Verimli iş idaresi

·         Sosyal sorumluluk ve kurumsal vatandaşlık sorumluluğu

Yolsuzlukla mücadele eğitimlerinde bir diğer hassas husus ise bunların sektörel, bölgesel veya kültürel değil evrensel oldukları, dolayısı ile şirket etik prosedürlerine dayalı değil evrensel değerler ve kurallara dayalı hazırlamalarıdır.


Yolsuzlukla Mücadele Eğitimine Katılacakların Seçimi


Geçmiş tecrübeler bir şirkette hangi idari fonksiyonların yolsuzluk riski ile karşı karşıya olduğunu ve bu riskin derecesini ortaya koymaktadır. Pazarlama, satış, satın alma, iş geliştirme ve kamu ile yakın ticari ilişkide olan bölümlerin yönetici ve personelleri birinci derece yolsuzluk riski taşırlar. Şirket içi risk analizleri ve suç kayıtları bu grubu öne çıkartıyor.

Şirket içi risk değerlendirmeleri kadar önem taşıyan bir diğer husus da özellikle yeni yatırım alanlarının ve coğrafyalarının getirdiği hukuki sorumluluklardır. Amerika’ daki US Foriegn Corrupt Practices Act (FCPA) ya da OECD Convention bu duruma bir örnek olabilir.

Yolsuzluk politikanızın olmasından daha değerli ve önemli olan yönetim kurulunuz ve tepe yönetiminizin bu politikaya uyuma verdiği önem olacaktır. Uyulmayan bir politika bir işe yaramamakla kalmaz tüm etik politikanıza uyum ile ilgili güven ortamını kökünden sarsar.

Yolsuzlukla mücadele eğitiminin etkin olabilmesi için detaylı ve odaklı olmalıdır. Bu, eğitimin riskli sınıfta olmayan birçok çalışanı dışarıda bırakması ve olması gereken kadrolara odaklanması anlamına gelir. Eğitim planlamasında hesaba katılması gereken bir diğer husus da hukuki sorumluluklardır ki, bu alandaki teknik yönü yüksek içeriğin anlaşılır ve eksiksiz aktarılması çok önemlidir.

Gazlı içecek sektörünün liderlerinden olan bir şirket örneğinde olduğu gibi kimi şirketler temel yolsuzlukla mücadele eğitimini tüm personellerine verirken yüksek risk taşıyan departman yöneticileri ile tepe yöneticilere konularına uygun özel eğitim vermeyi tercih ederken, enerji sektöründeki önemli bir şirket belirlediği kadrolar dışındaki personelini yolsuzlukla mücadele eğitimine almıyor.

Gazlı içecek sektöründeki bu şirket yolsuzlukla mücadele politikasını uygulamaya aldığı 2006 senesinden bu yana, tüm çalışanlarını e-eğitimlerden geçirirken tepe yönetimi e-eğitim ve yüz yüze eğitimlerden geçiriyor.
Bu eğitimlerin odak ve yoğunluğu şirketlerin hizmet verdiği sektörlerle de doğrudan ilgilidir. Hassas sektörler arasında savunma sanayi, inşaat, telekom, finans, şans oyunları ve kumar gibi sektörler sayılabilir.





[1] Kaynak: Effects of European Union Accession, Part 1: Budgeting and Financial Control, OECD SIGMA Paper No. 19, March 1998, Appendix 3: List of Useful Terms
[2] Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu



Kaynak: Etik ve İtibar Derneği'nin hazırladığı ve fikri mülkiyetine sahip olduğu "Etkin Etik Programı Hazırlama ve Uygulama Rehberi". Rehberin Kurumsal Yönetim Bilgi Platformu'nda kullanılmasına izin verdikleri için TEİD yönetimine teşekkür ederiz.